Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde doğdum. Ilk, Orta ve Lise öğrenimimi aynı ilçede tamamladım. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde iki yıl okuduktan sonra ayrılarak Gazi Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü kazandım. 2005 yılında mezun olup öğretmenliğe başladım. Türkiye'nin çok farklı il, ilçe ve köylerinde görev yaptım.
Bugün yine efkârım var
Elimdeki sazım dertli.
Haktan gayrı inkârım var
Dilimdeki sözüm dertli.
Kuru ottan gül mü olur?
Dün sana uğradım akşam üzeri,
Hasretinden yine kendimden geçtim.
Elimde ne çiçek ne de hediye,
Kapında bekleyen sanki bir "Hiç"tim.
Tek sigara aldım; bitmiştir diye,
Onu da efkârdan kapında içtim.
Gurbetten sılaya özlem var gene
Bir dost bulup içimi döksem diyom
Fırsatını bulup gitsem bu sene
Anamın elini bi öpsem diyom
Akrabayı görüp hal hatır sorsam
Karanlık çöküp de korktuğun vakit;
Adımı anıp da ağlama yavrum.
Zamansız, mekânsız öyle her vakit
"Babacım" diyerek ağlama yavrum.
Beni de burada ağlatma yavrum.
Niye geldin dünyanın bir ucundan?
Pis yiyenle savaşaydın Korona.
Ne istedin garibanın canından?
Zalimlere bulaşaydın Korona.
Davetsiz geldin sen fazla oturdun.
Sılaya özlem olmasaydı eğer,
Bir ömür kalırdım sende Ortaköy.
Ana babaya biçilseydi değer,
Bırakıp gitmezdim seni Ortaköy.
Yangın yeri oldu gönlüm giderken,
Güneş vuran, toz kokan
Taşlı yollarında Urfa'nın
Bir çocuk sırtında,
Bir de karnında...
Yükü pamuk, at arabasında.
Dünyalar güzeli Şemse
Sevgi dolu dilin vardı
Söyle seni kim küstürdü?
Her sözünde ilim vardı,
Söyle seni kim susturdu?
Yalan ayan, saklı gerçek
Bu gece sisli ve hisli...
Ardından kar ve efkâr...
Nerdesin ey yâr?
Kışın sonu bahar...
Hâlâ ümit var.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!