Elest bezminden gelmişim buraya,
Suna boylum, salma beni karaya,
Mihmanım ben, geldim ulu saraya,
Zülfüne tel edip, yel etsen beni.
Gönül turnam havalanmış arşlara,
Dergah eşiğinde diz çöksem taşlara,
Yüzüm sürsem süzülen o yaşlara,
Gözünde sel edip, del etsen beni.
Kırklar meclisinde içtim bir dolu,
Hünkar bahçesinde ararım yolu,
Erenler bağının goncası, gülü,
Bağrında dal edip, hal etsen beni.
Ocağım tütüyor, canım yanıyor,
Zakir feryat eyler, nefes dinliyor,
Ozan sazın çalmaz, derya inliyor,
Diline lal edip, yar etsen beni.
Seyyah oldum, seyrana daldı nefis,
Şah’ın fermanıdır, bu ses ne nefis,
Ciğerparem yandı, kalmadı heves,
Aşkınla kül edip, var etsen beni.
Hızır yoldaş olsa, dervişe sorsa,
İkrarım hakikat, her kim ki yorsa,
Postnişin şaşırsın, karşımda dursa,
Mecnuna kul edip, pul etsen beni.
Zöhre yıldız doğmuş olgun gönlüme,
Erenler himmeti yetsin günüme,
Efendi katında bakmam sonuma,
Kapında çul edip, yer etsen beni.
Dünya bir hayaldir, geçer biter ha!
Sadık'ın gönlüne güneş batar ha!
Kalemsiz Şair’im, kelam yeter ha!
Aklımı yel edip, sel etsen beni
Kayıt Tarihi : 31.12.2025 02:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!