Yirmi sekiz haziran, saat on sularında,
Bir kükreme duyuldu, yağmur bulutlarında,
Öyle bir başladı ki, bir süre yağdı yağmur;
Bir telefon geldi ki, bizim evi sel basmış.
Çocuklar şaşırmışlar, mutfağa çamur dolmuş,
Baktım bizim Ramazan, çamurdan adam olmuş,
Bahçedeki zerzevat, bundan nasibin almış,
Bir telefon geldi ki, bizim evi sel basmış.
Kimisinin bağını, kiminin bahçesini,
Kiminin harmanını, kiminin tarlasını, 9
Sel götürmüş gül kızın, gelinlik bohçasını,
Sonra birde duydum ki, bizim evi sel basmış.
Komşular dökülmüşler, küreklerle sokağa,
Bir yığın çamur dolmuş, bizim evde mutfağa,
Çakıl taşlar bırakmış, hem bahçeye hem bağa,
Gittim birde gördüm ki, bizim evi sel basmış.
Çam Aşık’ın gördü ki, ortalık hali harap,
Neğlerse güzel eğler, yaratan Ulu Yârap,
Daha neler olacak, içimi sardı merak,
Bir telefon geldi ki, bizim evi sel basmış.
S-272
Bekir KaraçamKayıt Tarihi : 28.3.2012 13:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)