Seksenler Şiiri - Serkan Şeremet

Serkan Şeremet
81

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Seksenler

Seksenler

Siyah beyaz çocuklardık biz
Önlüklerimiz en koyusu, şekilde her birimizin yakası
Göğsümüzde medarı iftihar kurdelesi
Kara tahtada bembeyaz tebeşirlerle tozu dumana katar
Mutluluğu, umudu ve geleceği çizerdik
Karıncalı televizyonumuzda renkleri hayal ederdik
Sobelenmesi zor çocuklardık biz
Mahallede basmadık yer bırakmaz
Gecenin karanlığında gizlenir bulunmazdık
Eli dursa ayağı durmaz, uslanmazdık
Anamızdan yediğimiz terliklerle akıllanmaz
Baba gölgesi yeter, söz söyletmezdik
El veren çocuklardık biz
Komşunun kömürünü birlikte taşır, destek olmakta yarışırdık
Ağaçların tepesi, meyvelerin efendisiydik
Ortaktı oyunlarımız, olabildiğine kalabalıktık
Bunalır sus pus olur kız kaçıranla sokağı şenlendirirdik
Haylaz ama zararsız çocuklardık biz
Evlerde hapsolmaz, oyunlara hiç doymazdık
Çeşmeyi açık bırakmaz, yerlere çöp atmazdık
Buz gibi suyumuzu pazar kalabalığında satar, hiç korkmazdık
Eli yağlı, üstü paslı, gülüşleri ve kalpleri tertemizdik
Haytası, çırağı, bulaşığı, seksenlerin sümüklü çocuklarıydık.
Seksenlerden bilmem kaç? Önlükler yine siyah, yakalar bembeyaz
Amaç sınıf eşitliği ama pabuçlar yırtık, kimi pantolonlar soluk, dizi de iki yerden yamalı
Girişte taze gevrekleriyle üçkâğıtçı simitçi, susamlar eksik, para üstü meçhul
Bayram üstü kalabalığı çocuklarının peşinde aileler, koşturuyor sürekli laf dinlemez zıpırlar
Çalışkanlar belli elde kitap, haytalar takım kurma telaşında
Yavru kutlar hazır kıta obabaşı kayıp
Karşılarında kıskanç gözlerle bakan başka yavrular
Kız cenin biri kim bilir nasıl mızmızlanıyorsa
Seneye alırız komşununkini giyersin diyen annesi
Bando takım provaları var yine flüt senfonisi
Kenarda kalanlar ıslıklarıyla vokalin en iyisi
Majöründe saçlar pırıl pırıl briyantin mucizesi
Şişko davulcu kan ter cebinde yine yarım paket susamlı kraker
Besleme çantalarıyla geliyor minikler tayfası
Nasılda gururlular göğüslerinde kırmızı kurdelesi
Ağlamaklı bir çocuk, peşinde giy şunu oğlum diyen babası
Gözyaşına karışmış kısık sesin, okul bahçesinde dolaşan…
Gülüyorlar, şu montları artık farklı renklerde dağıtsınlar yankısı…
Çocukluk işte, ip atlayanı, laftan anlamayanı
Şımaranı, koşanı ve coşanı kimi iç geçirir, bir kısmı bilir nerde duracağını
Yarın bayram erken kalkın çocuklar
Ellerinde bayraklarıyla geleceğe koşanlar…
Sonra mevsimler değişir, yıllar geçer
Önlükler, yakaları çıkar
Kravat takar, ceket giyen bizim çocuklar...
Uçan teneke, belediyenin medarı iftiharı
Gidebildiğine şaşırılsa da, yarısı biletsiz binlerce yolcu
Zamanı unutur kaçırırsan, tabanlara kuvvet okul yolu ıstırap
Başarı neye göre? Kime göre? Derste dinler ne kaparsak
Arkadaşlık bağlarımızda sağlamdı beraberdik okulu asarsak
Karmaşık bir gün, aferin üzeri kulakta kalem darbesi
Dersimiz coğrafya kaynatmaya gelmez keseceksin sesi
Eti senin, kemiğiyle çorba yapılan günlerinin hikâyesi
Nihayet son ders, akşam mahallede büyük maç var rakipte ters
Sıcak iletişimin kuvvetli olduğu yıllar elden ele, dilden dile
Haber geldi kahvedeyim gelsin diye
Ah tamda maç üstüydü, merakta oldu acaba niye?
Sorulmazdı, söylemezdi şehir küçük ulaşım çabuk
Rengârenk yaldızlı bir tabela, adı geçmişte saklı kundura
Allah’ın selamıyla girdik içeriye şaşkınlık ve heyecan
Bedenci haşlamıştı geçen hafta spor ayakkabısı giyilmediğinden
Bak beğen dedi ekledi hangisini istersen
Hiç unutulur mu beyazdı, kenarında kuyruklu yıldız arması vardı
Yıkılsın dünya, beklesin görsün mahalle, bu nasıl sevinç
Evdeydik, sıkmaktan buruşmaya yakın kutuyu açacakken
Vardı gene bir terslik,
Alışık olmadığımız bir günde
Alışık olduğumuz durumlardan biriydi, ya da birkaçı
Sonra titreyen sesler, kim bilir ne haldeler,
Neydi bu suskunluk, derin mahcubiyet
Önümüzdeki aya bırakalım mı? Dediklerinde
İkil enir miydi? Zaten hiç beğenmemiştim ki
Çocuksun ama ağlamamayı çabuk öğreniyorsun
Öylesi sevgiyle büyütülmüşsün ki yapman gerekenleri biliyorsun
Sonra duygusal bir filmin can alıcı sahnesini yakalarsın
Kıyıda köşede saklananlar akar gider gizlice
Hikâye bu ya… Söylemesi ayıp, kalpte kayıp bir bilmece
Ve şimdi, pazarın en fiyakalı tezgâhından
Sonraki seneler düşünülerek iki üç numara büyük ayakkabı alınan çocuklar
Çocuklarına iki üçün üzerinde ayakkabı alırlar
Bazen de terbiyeyi, sesteki yükseklikte ararlar
Üzmemek için, üzüldüğünü belli etmeyen nesillerden
Doğruluğu tartışılan, kıyılamayan günlere
Selam olsun geçmişe, dünlere
Ve selamlar olsun bizi büyüten güzel yüreklere
Sonunu da güzel bağlamalı, alıntının anlamlısına yer vermeli
Keşke parayı vermeyen çocuklar da düdüğü çalabilse
Keşke parayı veremeyen çocuklar da düdüğü çalabilseydi… Keşke…

Serkan Şeremet
Kayıt Tarihi : 14.5.2022 14:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serkan Şeremet