Sekizinci gün, sarhoş bir gece yarısı...
Tükenişin ötesi bu yorgun adımlarım.
Ve hemen berisinde tüm sevmelerin.
Gözlerimi koşan bir ağaca diktim!
Can havliyle çırpınıyordu suyun son umutları...
Yüksek rakımlarda bir çiçeğe rastladım,
Her güzü bir pazartesiye sığdırmıştı.
Sevmek diyordu, sevmek
Avuçlarında tutmak ilk merhabaları.
Yazmak, aşk adına söz kalmışsa hala yazmak...
Ben,
Ne kadar vuslat varsa sardım yüreğime.
Her geceyi parantez içinde tükettim,
Ömrümü böldüm kırk bir parçaya,
Sekizinci günün yorgun adımları...
Kaç dilde yaksam da ağıtları,
Ben yasak bir merhabayım ölümün uçurumlarında.
Kılı kırk yarsam da nafile...
Bir türlü kendimi anlatamadım.
Güneşi mahcupken bi o kadar güzelken,
Sabah yanı başımda uyurken yakaladım.
Bilmem kaç yüz keredir ağlıyordu,
Ve sarı saman kağıtlara yazılmıştı
Beklemek ile yoğrulan ayrılıkları...
İnatla elmanın da beni sevmesi kırgınlığım.
Nar çiçekleri dökülünce toprağa,
Limon ağaçları kurursa bir gün,
Adımı acının hizasına yazın.
Ben ki esir kaldım, biçar düştüm.
Ölümün uçurumlarında merhabayı,
Sevgiyi avuçlarıma aldım.
Şimdi sevmek bir sekizinci gün müdür?
Eylül 2021
Kayıt Tarihi : 4.8.2023 14:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!