Bir sessizlik zaman girdi aramıza.
Bir ağaçla benim,
Kendimle bizim aramızdaki mesafe kadar.
Bizden başkaları için kurduğumuz alarmların dağıttığı,
Ertelediği.
En ve çok böldüğümüz kendimiz.
Kolay vazgeçebildiğimiz.
Kuramadığın çadır,
Kahvaltıların çatal bıçak sesiyle bölemediği,
Pazarsız.
Körlerin rüyalarındaki renksiz,
Çoğaltamadığımız keyif,
Denkleştiremediğimiz hayalleriz.
Valizimi attığım araba değil, benimdir yüklü olan.
Denizi görmüş bir gözün perde arkasında döktüğü tuzdur.
Şimdi biten o yaz mıdır yalnızca?
Denizle ben,
Benle biz arasında.
Yiten.
Bu kadar beklersen koşamazsın rüyalarda.
Çabalarken duyuramadığın o sessizliktir yük.
Her şeyi düzeltemez olgunluğun.
Olgunluk dediğin yüklü bir çocuk!
Mükemmellik, ürkütücü bir sessizlik.
Görkemli fakat kokusuz,
Köklü fakat gölgesiz.
Yaşlı, boş dönen atların ayakları
Sesini rüzgârda bırakmış.
Dönüşsüz.
Geceleri yazılan gündüzleri harflerini döken sessizlik.
Hiç okunmayan.
İzini okşadığım, artık olmayan bir yara
İyileşmiş midir dersin?
Oysa ilk sesini öpmüştüm,
Aynanın önünde.
Kayıt Tarihi : 29.4.2022 00:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Esra Canpolat](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/04/29/sekiz-sesli-siir.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!