Bu manayı anlamazsın sen,
Üstüne giyindiğin yalan gülüşlerin,
Saklı sanırsın herşey bildiğinden,
Oysa aldanırsın,
Güzelliğin son demine gelmişsin,
Biliyor musun manası nedir bunun,
Kara saçların bir yaz gülü gibi olgun,
Bil bakalım nedir bu işte sonun,
Al bak hangi çiçek saçmıyor hayata tohumlarını,
Saçma sen odlara pare su,
Ey dökül gözyaşı gözyaşı,
Fakat unutma sonuç ancak vuslatı vurmalı,
Yoksa boşa geçmiş gibidir zaman,
Alıp gitmesi günleri işte ondan,
Sende yıkılırsın duvarlar ki ey fani
Anlamayacaksın, Ah anlasan
Ve sorduğunda dün yok bugün yok yarın yok,
Neydin ne oldun ne yaptın,
Düşünmüyor musun,
Çözülüp gidiyor musun,
Ölüm ani,
Topraklar gibi,
Çekipte alırsa gülüşünü,
Yenilirsek göğe yere,
Ve hüzün çökerse bulutlardan,
Bize alan yağmur mudur,
Bu anlamsız karmaşa neden,
Anlam bu mudur?
Ellerini uzat bana,
O eller bugünü herşey sanır,
Oysa ki gerçek bu duvarın ardındadır,
O nu yanlız bilen bilir,
Çözülmek ölmek değildir,
Ve bir bak ardını aştığın dağların,
Ve anlamına kavuştuğun hakiki baharın,
Çıplak dudaklarında kırmızı bir erik gibi berrak,
Ruhun aslında mutluluktan ıpıslak,
İşte budur aştığın tepelerin ardında ki gerçek gün,
Ve Parlak PArlak gözleri kör eden bir düğün,
O ve onun evlatları biz hepimiz,
Eteklerinde yarattığı O dağın birleşmeliyiz...
Gel anahtarı ben de bu sonsuzluğun,
Ruhunda senin olsun,
Sade gel,
Bilsen de bilmesen de,
Yanımda ol yeter
Kayıt Tarihi : 16.7.2007 11:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!