karanlık basmadan ovalarıma
kainatın duru illetsiz aydınlıkları
katılaşırken çocuk ruhlarında
karanlık basmadan kararmadan taşıtlar
et kemik taşıtı tam da
mayalanmış yüreğimin hamuru
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Sana ezberden yazıyorum bu gece Rimbaud
Ayçiçek tarlalarını sinekler basmaya görsün
Taç yaprakları en makbül yeridir filizkıran fırtınasının
Çitlenen ovalar kadar çoktur özgürlükler mezarlıklarda
Kim der aşkın açlığı susuzluktan beter arsızlıklarda
Aniden bir rüzgar eser hiç beklenmezsin oysa sazlıklarda
Sana ezberden yazmıyorum bu gece Rimbaud
Udun sesine kanma yanık yanık yayılır ovaya adını anma
Su içtim de.! kanma.! karışmış saçlardan yazıyorum
Bir geyiğin bir geyiğe baktığı yerden su kenarlarından
Şu uğultusu ovaya yayılan yerden daha çok olunan şiirlerden
Rüzgarın kalbinden dinmeyen buffalo uğultusundan Rimbaud
Sana buralardan yazıyorum terkedilmemiş şehirlerden
kebelekara
Benim o yazım sizin bir dakika önceki cevabınızı okumadan yazılmıştır.Zira o yorumu7nuzu bir dakika içinde okuyup aynı dakika içinde o yazıyı benim yazmam mümkün (olanaklı :) ..! değildir vesselam.
Onlar kendilerini bilir Orhan kardeş sen hiç merak etme.
Şiir yazarına göre özgün şiirdir.Et kemik taşıtı olarak inanları görmesi de doğal.İşte o taşıtlara hiç mi hiç şekil veremedik. Tanrı'nın en mükemmelvarlıklarını bile bozanlar, eziyet edenler,birbirlerini kumandalı eşyalar gibi kullananlar oldu olmakta. mayalanan yürek hamuru ile şekiller verilmeye çalışıldı çalışılmakta.Yazar belkibu düzeni düşünmüştür. O zamanla bu zaman arasında ne değişti ki şekiller oluşsun.Güzeldidoğrusu.Saygılarımla.
Orhan kardeş sözüm meclisten dışarı.Aşağıdaki yazımın hedefi siz değilsiniz zira hatlar karışık yanlış anlaşılmasın diye bu notu düşmek vacip oldu.Siz samimi lalarak araştırıyorsunuz eminim.Selam.
ben mermut ne demek diyorum =? Bilen varsa söyler.Yoksa bilgiçlik numaralarına karnımız toktur vesselam.:)
''MERMUT'' arapça kökenli ''remete'' , ''remite''ya da ''rumita'' fiil kökünden gelen mef'ul babından yani edilgen çatılı bir fiil.
Ne yazık ki Arapça-Türkçe sözlüğüm yok Fevzi Abi.O nedenle tam karşılığını bulamadım.İnternetten de bulamadım.
Ancak şiirde geçen ifadeye bakarsak;
''yanardağ akıntısı yer cazibesine mermut akan lav ''
yer çekimi merkezine doğru yürüyen akan lav gibi bir izahat getirmek mümkün.Doğrultusunda, istikametinde vb. bir karşılığı vardır sanıyorum.
Şunu belirtmeliyim ki açıklamam doğrulanmaya muhtaçtır.
Selam ile
inandığımız pek çok şey bir gün aniden… değişiverir…bu kendi irademiz dışında gelişen…bir doğa olayıdır…ama burada farklı insan modelleri…yepyeni ülkelerin yaşam alanlarına geniş bahçeler açmakla meşguldür…kapısına dikkatlice bakacak olursak…büyük ihtimalle…şiirin rahatça dolaştığı…şairlerin kaygısızca sabahladığı…okuyucuların hep iz sürdüğü bir malikanenin tam önünde durmaktasınızdır…
güneş ve ay…geceyle anlaşmış gibi yer değiştirmiştir…rüzgarları daha bir keşiş…inmektedir otların üzerine…çıngıraklı beyaz papatyalar elbette olmaz…ama ordadır yeşilin en …hüzünlü elbiseleri…hiçbir mezarlık böylesi şaire ev sahipliği yapmamış iken açılmaktadır …gök…usulca üzerlerine…su akmaktadır nehirlerinden denizlerine…haritalarımızdaki bütün göç yolları değişmiştir o gün ve aynı mekanda buluşuruz…Şair Cahit Zarifoğlu çağından yüzyıllar sonra anlaşılabilecektir…
…bu gün anlayabildiklerimiz…hiçbir şeyin şiir kadar güzel olamayacağıdır…veya sözün şiire durduğu bir yerdedir o…ve siz ne kadar şiir iseniz…yeniden okursunuz onu…gizli tehlikelere karşı bir şiir duvar örmüştür…hiçbir iz bırakmadan…kapısını ne vakit çalsanız…biraz daha çağırır sizi…kolay kolay…anlatamamaktır şiir…bu sebeple…bir derin kayıptır Şair Cahit Zarifoğlu…sevgilerimle…AnarZalem…13.12.2011
not…:şiirde anlaşılmak gibi bir tasa içerisinde olmamalı şair…biz anlarken…duyurmamalıyız bildiğimizi…sezdiğimizi…bu yüzden gizli bir ülkedir şiir…dilini yalnızca şairlerin bildiği…topraklarına sadece şairlerin bastığı…mezarlarında yalnızca şiirlerin yattığı
Orhan Balkarlı nın yorumunu bir defa daha okudum. Manası belli iki kelime üzerinde güzel yorum yapmış.
Naci bey duymasın laf aramız da Orhan bey beni adı geçen Kelime hakkında aydınlatırlar belki.Eğer bu kelime şifre ise biraz zor.Ya da şifredir deyip geçiştirebiliriz o da ayrı bir konu.
Saygı ile.. Şairimizi rahmetle andıktan sonra, şiire verdiği emek için saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Cahit ZARİFOĞLU'nun 'Şekiller' başlıklı şiirini, şöyle algıladım: Sanki bir müzeyi gezerken gördüklerini listelemiş. Yüklemsiz gibi. Şekillerin kendisinde oluşturduğu duyguları da vugulasaydı, daha bir anlamlı olurdu gibime geliyor. Bu arada, antoloji.com/da kayıtlı 'Eksantrik' başlıklı şiirimin girişiyle, kendisine eşlik etmek istiyorum:
' Yeri eskiten tabanıma,
' Süzme bir 'Dur!' sunuyorum.
' Göğü süpüren saçlarımın
' İzinde kaynaşan meleklere de
--merhaba.
' Yudum yudum yeşili bitiren gözlerime,
' En büyük okyanusu bağışlıyorum.
' Eskiyen yaprakları,
.......................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta