Şekilcilik Şiiri - İlhan Kılıç

İlhan Kılıç
68

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Şekilcilik

NEDEN
BENDEN BU KADAR UZAKSIN NEDNE ARAMIZDAKİ ENGEL NE
oysa belki ben seni görmedim belki hic dokunmadım
hani o eski bizim dönemimiz var ya siyah önlüklü annesinin sacını belki yaptığı güneş yanığı o jkücük kızken bir arada değildik aynı havayı solumadık ama aynı dönemi yaşadık
kurşun kokan tebeşir tozan o sınıflardan gectik tahataya p yaparken kırdığın tebeşirler var aklımda şimdi o eller caps lock tuşuna basıyor
ozaman masum bakan gözler var aklımda oda yüreğimi dağlıyor..
devir değişti o tarihlerde kadınlarla erkekler aynı anda yaşlandığı icin kimse bu kadar havalı değildi
erkekler boya yapmadığı icin yaşıtı kadınlardan daha yaşlı kaldı aslında yayada kaldı bu şekilcilik dünyasında
ben kac kadın tanıdım boyu icin evlendiği erkekten hemen boşanmaya calışan
bazı şeyleri anlasada kadınlar gec oluyor
ondan sonra cocuk icin yaşamak başlıyor
ne yazarlar ne bilim adamları yalnız öldü
NE SIRIKLARDA AYŞE KADIN FASULYE İLE BÜYÜDÜ

ah bu kadınları kim cözmüşte ben cözecem
gerceği parmağımla gözüne soksamda kabul etmezler ki
ama kaybeden hep kendileri olacak

yak sen beni tanıyormusun yok gördünmü
ben hayatı tanıyorum sende kimsin
görmekte cözüm olsa kimse boşanmaz

hic kimseyi kendi yaşadıklarından elde ettiğin değerlerle yargılama
yanılgıya düşersin
daha dün gözü capaklı kızdın bunu asla unutma
eskiler güzeldi ne oldu böyle
hatırları ilkokul daki nostaljik sevgilimin yanından yamalı pantonla gecmekten asla hicap duymazdım
şimdi ne oldu sizede bu hale geldiniz
PEKİ ŞİMDİ ÇOKMU MUTLUSUNUZ? ? ?

İlhan Kılıç
Kayıt Tarihi : 13.11.2009 10:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yalova Mezarcı
    Yalova Mezarcı

    Bence bu siirinde biraz kizginlik ve kin var,anlam veremedim..

    Cevap Yaz
  • Bahar Aksu
    Bahar Aksu

    anlam,huzun,sevgi ve yurek yarasi: hepsi birarada tebrik ederim..calismalarinizin devamini dilerim.

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş

    Ben zifiri bir karanlığım,üç beş gün dışında hiç güneşle karşılaşmayan bir karanlık
    Sen ise üç beş gün dışında hiçbir şekilde karanlık görmemiş bir aydınlıksın
    Yüzümdeki bu sert ifade,bu dik bakış,canım ülkemin sokak arası savaşlarından miras bana
    Ve yüreğim,kaybettiklerimin ardından,tepeden tırnağa siyah bir matem havasında
    Seni kavrayacak bileklerim kelepçelerden nasibini almış,yüzünü okşayamayacak kadar mahkum
    Ben ölüm denen kaypak pusunun korkusunu,çocukluğumun en güzel düşleriyle aynı mezara gömdüm
    Her savaştan bir yara taşıyan bu naçiz vücudum,gün gelir iki üç metre küp toprağa gebe olur
    Sevgi sözcüklerinden uzak,karakol tutanaklarım ve tutanaklarla yürüdüğüm adliye koridorları
    Seni uyutmayı bir türlü hayal edemediğim dizlerim,paslanmış bir yatak gibi sert ve soğuk
    Ve benim etrafımda ölümle burun buruna yaşayan,dev fırtınalarla sınanmış insanlar var
    Ben kaçtıkça,sen yüzündeki güneşin parıltısıyla geliyorsun üzerime,karanlığımı hiçe sayarak
    Köşe başlarında öpüşemem ben,aşıklar tepesinden izleyip,şehrin kahpeliklerine kayıtsız kalamam
    Dün gece kaldığım otele geldin,odamdaki karanlığa inat girdin içeri,gece 19 Mayıs a adım atmıştı
    Gözlerin kömür karası gibi kara ve cesur,yüreğinin aydınlığıyla aydınlandı odam,karanlığa inat geldin
    Korkularım uzun zaman sonra ilk kez tavan yapmıştı,sonra korkularımı özlemişliğim geldi aklıma

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

İlhan Kılıç