Şeker Tadında Bir Bayram Şiiri - Ayten D ...

Ayten Dirier
14

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şeker Tadında Bir Bayram

ŞEKER TADINDA BİR BAYRAM

Rahmet ve mağfiret mevsimi Üç Ayların sonuncusu Ramazan ayını geride bırakarak, sevgi ve şefkatle birbirimize ellerimizi uzatma ve kaynaşma günü olan bayrama ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşamaktayız. Bayram, toplumun temel harcını oluşturan olguların en sevimlisi… İnsanî ve dinî güzelliklerin birlikte yaşandığı; birlik, beraberlik, saygı ve sevginin katmerlendiği; toplumun tümünün kaynaşma, dayanışma ve paylaşma duygusunun doruğa çıktığı, gönülden gönüle taşındığı günler....
İletişim çağının odamızın içine yaklaştırdığı uzak mesafaler, bayram trafiğini azalttıysa da; orta yaştakilerin dillerinden düşmeyen “Ah nerede o eski bayramlar” nostaljisi hiç eksilmez. Dönme dolaplar, oyuncaklar ve tatlılar yine bulunsa da, o eski tad, içtenlik yok gibi…

Ortaokulu Mardin Kız Meslek Lisesi’nde okudum. Her Bayramda, okulda toplu bayramlaşma töreni yapılırdı. O töreni şenlendiren bir grup, birlik-beraberlik duygusunu yaşatırdı bize… Bu grup, yaşadıkça güzel ruhlarını hasretle anacağım Süryani arkadaşlarımızdı. Kendi bayramlarıymış gibi hocalar ve bizlerle içten bayramlaşırlardı. Paskalya Bayramlarında renk renk boyalı yumurtalarını,çikolata ve likörlerini (Şeker Bayramı'nda Mardin Vali Konağı'nda ve daha sonra İzmir Karşıyaka'da bir hocamın evinde aynı ikramla karşılaştım) bizlerle paylaştıklarında, biz de sevinçlerine ortak olurduk. Süryani-Müslüman farkını hiç gözetmedik, en güzel anlarımızı sevgiyle paylaştık… Şimdiyse biz-siz söylemi dillere hakim…

Harita üzerindeparçaladığı Osmanlı toprakları üzerindeki hayallerini, Türk Kurtuluş Savaşı ile toprağa gömen İngilizlerin ünlü tercümanı A.Ryan şöyle demişti:
“Amacımız bölmek ve hükmetmek olmalıdır. Biz gerçek ideali DİN’miş gibi davranacak, çıkarcı bir grubu, idareci olarak takdim etmeye çalışacağız.”
İngiltere’nin XX.yüzyılda uygulamaya çalıştığı bu siyaseti, bugün
ABD. uygulamaya çalışmaktadır. İngilizlerin hayali nasıl gerçekleşmediyse, Amerikalıların da suya düşecektir. Geçmişte farklı dinler arasında bile tutmayan bu maya, bugün de tutmayacaktır. Tuttu sanılan Irak’ta bile, Sünni ve Şiiler uyanmaya başladı ve er geç bu dinsel bölünmeyi bozacaklarına inanıyorum…
.
Bayram öncesinde, bazı olayları dikkatlerden kaçırmak için, bayram adı üzerinde yaratılan ve toplumu yine geren gereksiz polemiği bir kenara bırakıp, bayram adının gelişimine kısaca bir göz atalım:
Bayramın Arapça’daki karşılığı “İ’D” olarak söylenir. Başlangıçta “Oruç Bozma ve Fitre” vermekten kaynaklanan “İ’DİL FITIR”(Fıtır Bayramı) deyimi, Kurban Bayramı’nın dört gün sürmesi nedeniyle, “İ’DİL ISĞAYYIR”(Küçük Bayram) olarak anılageldi. Kurban Bayramı’na da “İ’DİL İKBİR”(Büyük Bayram) denildi.
*Asğar-Isğayyır = Küçük, *Ekber-İkbir = Büyük
Güneydoğu’da yerel dillerde böyle anılan bayram; zamanla Ramazan, Şeker adlarıyla anılmaya başlandı.
Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği bayramın; öncelikle milletimize, İslam alemine ve de insanlığa hayırlar getirmesini diler; Şeker Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.

Ortaya atılan gereksiz polemiği giderecek, kaynaşmanın güzel bir örneği olan, bayram sabahında ortalığı kaplayan mis gibi yeni baharatın kokusuyla evin içine bayram havasını sindiren ZERDAÇ TATLISINI denemenizi öneririm. Yarasın… .

ZERDAÇ(ZERDE + SÜTLAÇ)

Malzemeler:
*SÜTLAÇ(şekersiz)
-1çay bardağı ufak pirinç
-1 çay bardağı su
-1 litre süt
-1 tatlı kaşığı pirinç unu
-1 serpmelik tuz(pirinç tanesi kadar)

*Hazırlanışı:
-Pirinç yıkanıp, 1 bardak suda haşlanır. Suyunu çekince soğuk süt eklenip, arada bir karıştırılır. Kaynayınca ateş kısılır. Kıvama girmeye başlayınca, suyla ezilmiş pirinç unu, karıştıra karıştıra eklenir.
-Sütlaç kıvama girince, kaselerin yarısına kadar doldurulup, soğumaya bırakılır.

*ZERDE
-1,5 litre(8 bardak) sıcak su
-1,5 su bardağı toz şeker
-1 su bardağı ufak pirinç
-1 çorba kaşığı nişasta veya pirinç unu.
-1 tatlı kaşığı taze yeni bahar
- Birazcık Safran(Arzuya bağlı, bu tarifte tavsiye etmem.)
*Hazırlanışı:
-Pirinç 1 bardak suda haşlanıp, suyunu çekince sıcak su eklenir. Şekeri ilave edilerek arada bir karıştırılır. Kaynamaya başlayınca,nişasta (pirinç unuyla) koyulaştırılır. Kıvamı iyice koyulaşınca ocak kapatılır.
-Zerde, kepçeyle özenli olarak sütlacın üzerine dökülür.
-Üzerine yeni bahar serpilip, soğumaya bırakılır.

Bayramlaşmaya gelenler, hoş beşten sonra, gülümseyerek “Siz zahmet etmeyin, ben alırım! ” diyerek, eğilip divanın altına ellerini sokar, bir tabak veya kaseyi çekerlerdi. Bize de onlara kaşık ve peçete koşturmak düşerdi. Zerdeler için en güvenli soğuma yeri, üzerleri özenle işlenmiş nakışlı, dantelli örtülerle kaplı divan veya seki altlarıydı o zamanlar. Sonraları mobilyalar salonlara kurulunca bu gelenek de unutuldu.

Birlik, beraberlik ve huzur içinde kutlayacağımız nice bayramlara erişmek dileğiyle…

Ayten Dirier
Kayıt Tarihi : 1.10.2008 16:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Adem Efiloğlu
    Adem Efiloğlu

    hocam emeğinize sağlık

    Cevap Yaz
  • Emine Pişiren
    Emine Pişiren

    Değerli şair ve yazar Ayten Hanım,

    Yazınızı okuyunca, beni nerelere götürdünüz bilseniz...Çocukluğumdaki güzelliklere...Değerlerimizi yitirdiğimize üzülüyorum...Anadolu'nun o sıcak gülümsemesini, içtenliğini, konukseverliğini ve leziz ikram kültürünü, ancak bayramlarda az da olsa yaşıyoruz...Temennileriniz ve dileklerinize sonsuz teşekkürler...Yürekten kutluyorum sizi...Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Halit Mehdigil
    Halit Mehdigil

    Evet bayramlara değinmişsiniz ayrılık gayrılığın olmadığını yazıyorsunuz şimdi ise din modunda gözüküp en büyük ayrılığı yapanlar var ki Türkiye'yi 36 kimliğe de ayırdı.
    Kaynaşan toplumu emperyalist güçler istemez.Kaynaşalım hep inadına inadına...Tebrikler güzel yazınız için.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Ayten Dirier