Cumhuriyet Türküsü Şiiri - İbrahim Gökburun

CUMHURİYET TÜRKÜSÜ

Bu sonbahar bu şenlik bu şölen
Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu sevinç
Milletimin türküsüdür
Bu türküyle cesur ve onurludur ülkemin insanları
Çocuklar bu türküyle başlar konuşmaya
Genç kızlar bu türküye vurulur önce
Yiğitler bu türküyle kurulur halaya
Edirne’den Kars’a Maraş’tan Samsun’a
Böyle büyür çiçekler bu coğrafyada

Masmavi bir gök al bir bayrak
Dört deniz milyonlarca yürek
Yıl bin dokuz yüz yirmi üç
Ankara soğuk fakat bu ekim ayı
Toprağın ve tohumun buluştuğu bu mevsim
Yirmi dokuz yıldız dökülsün gökten
Yeniden düzenlensin takvimler
Bu bir milad kabul edilsin
Tarih yeniden yazılsın

Bu bir sevdadır Türkiyem
Sağırlar iştir dilsizler konuşur
Dostun gönlü düğün olur şen olur
Düşman imrenerek bakar dar olur

En fırtınalı günlerde sığındığımız
Bir limandır o
Mavilerde süzülen kuşların şarkısı
Düşmana uzatılan zeytin dalı dostun gönlüne gül
Özgür yüreklerin ilk göz ağrısı
Zalimin zulmünü kesen bir kılıç
Ya da sadece bir caddeyi onurunla yürümek

Milletimin asırlardır yaşadığı bu coğrafyada
Doğrulup yeniden yürüdüğüm
Yeniden söylediğim bir türküsüdür cumhuriyet
Gün görmüş bir çınar kadar ihtiyar
Taze bir sabah kadar genç
Biz bu sevda için düşmüşüz yollara
Bu toprak şu gökyüzü şahidimdir ateş ve su

Bu memleket bu hasret bu sevda
Hünerli ellerin emeğin ekmeğin alın terin
Anaların gözyaşı, şehitlerin kanı
Bunun içindir bu dağların dost bakışı
Bu ovaların böyle cömert oluşu
Irmakların ve kuşların kardeş sesi

Kelimelere sığmaz bu destan
Şu kalem kırılır mürekkebi gözyaşı olur
Şu beyaz sayfa tutuşur kül olur gül olur
Bir cahilliktir benim ettiğim
Kelimelere sığmaz bu destan

Dillerde hep bu türkü
Gönüllerde hep bu şölen
Gömgök göklerde dalgalanır ya
Şu ay yıldızlı al bayrak
Analar huzur içinde oğul diye sarılır ya
Çocuklar yeryüzünde mavi gülüş
Bizim türkümüzü söyler gökyüzü ya
Acı çekmeyi özlemeyi gülümsemeyi
Beraber yaşamayı biliyoruz ya
Dilimden düşürmem ben bu türküyü

Seninle huzur seninle güven seninle yaşamak
Seninle gülümsüyor ya Türkiyem
Al bu yirmi dört yaşım
Sana feda olsun

Güz aralık iki bin üç
İbrahim Gökburun