Bu şehir, her köşesi bir veda olan eski bir fotoğraf albümü. Otobüs camlarında akıp giden ışıklar, hiçbir yere ait olmayan hızlandırılmış anılar. Her kaldırım taşı, aceleci bir ayak iziyle mühürlenmiş. Geceleri, caddelerdeki fısıltılar yükseliyor: "Unutma." diyor bir elektrik direği; "Yetiş." diyor bir tren düdüğü. Biz hep birilerine yetişmeye çalışırken, aslında kendi ismimizi kaybettik. Şimdi, kalabalığın ortasında durup, yüzümü rüzgâra veriyorum. Rüzgâr, binlerce farklı hayatın karmakarışık romanını okuyor üzerimden. Şehrin nabzı, benim göğüs kafesimde atıyor sanıyordum, oysa ben sadece o büyük ritmin içinde titreşen küçük bir aksaklıktım.
Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor,
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Devamını Oku
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor,
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya



Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta