Şehrin Kıyılarında - II

'Eller almış yurdumuzu
Evimizi barkımızı
Oddan ocaktan olmuşuz
Perişan sefil kalmışız'

Eski Roma döneminde
Bir Latin ozanı
Yurdundan edilen insanı
Böyle hikâyat ederken
Kendinden çağlar sonra
Bu dünyada
Aynı dramı yaşayan
Uygurları da düşünmüş olabilir miydi
Diye düşünüyorum.

Hiç sanmıyorum.

Devlet kurup devletler yıkan
Kendi alfabelerini bulan
Göçebelikten yerleşik düzene
Avcılıktan çiftçiliğe geçen ilk Türkler
Kendi yurtlarında
Yüzlerce yıl sonra
Her parçaları bir ülke sınırında
Kazakistan'da, Kırgızistan'da, Şincan'da
Azınlıkta kalan
İtilip kakılan
Bir etnik unsur mu olmalıydı?

Çarkın kırılsın felek!

Sıcak bir ağustos gecesinde
Yüz on sekiz numaralı okulun
Çitleri yıkık bahçesinde
Çağrılı olduğumuz bir Uygur düğününün
Başlamasını beklerken
Önümüzden geçen
Uygur gençleri
Gevrek ve kırılgan gülüşleri
İki dirhem bir çekirdek kostümleri
Dantelli frapan giysileriyle
Türeyiş ve Göç destanlarını yaratan
Yiğit atalarını değil de
Müsamere provalarına katılan
Okul çocuklarını hatırlatıyordu bana.

Masalarda kuş sütü değil ama
Aslan sütü kıvamında
Rus votkaları dizi diziydi
Adları bize yabancı hamur işleri
Türlü salatalar, mezeler, etler
Her şey ibadullah ve gani...
Uygur usulü şölen sofrası
Böyle oluyordu demek ki
Yok yoktu yani.

Gelin güzeldi, alımlıydı
Damat ufak tefekti ama
Yelekli kostümü içinde
Pek bir çalımlıydı
Varsın olsundu
Benim için bir sakıncası yoktu
Amma ve lakin
'Moskoviç ni maşina
Uygurskiy ni mujşina' (1) sözü
Kazaklar arasında niçin bu kadar yaygındı?

Bu sözü iyiye yoramadım
O gece cesaret edip de
Bu insafsız yargının gerekçesini
Kimselere soramadım.

Bilmek gerekir ki
Uygurlar uygarlık yaratmada
Türkler arasında öncü ve tektir
Ve bir Uygur erkeği de en az
Bütün erkekler kadar erkektir.

('Almatı Ey Almatı' adlı dosyadan)

1. Moskoviç arabadan, Uygur erkeği erkekten sayılmaz. (Rusça)