Şehrin Kıyılarında - I

İli nehri boz bulanık akıyordu
Kara çizmeli Kazak balıkçı
Bulanık suda balık avlıyordu.

Tanrı dağlarından Balkaş bozkırlarına
Fi tarihinden bu yana
Durup dinlenmeden su çeken İli
Sessizliğin ortasında melûl mahzun bakıyordu.

Koca bozkır
Pimi çekilmiş el bombası gibi
Tut ki yer demir gök bakır
Çaresizliğinde
Saatin tiktaklarıyla zaman öldürüyordu.

Yolunu yitirmiş bir karınca
Nedendir bilinmez
Ayaklarının ucuna basarak yürüyordu.

Nehrin yakınlarında
Dünyadan habersiz bir köy vardı
Bir anneyle iki kızı
İli'nin sularıyla bahçe suluyorlardı
Çember çeviren çocuklar
Kapı önlerinde güneşlenen nineler
-Kalıbımı basarım-
Hangi çağda yaşadıklarını bilmiyorlardı.

Prezident (1) Nazarbayev
Almatı Astana arasında uçakla fink atıyordu
Rusya ile kırıştırırken
Amerika'ya göz kırpıyor
Komüno-liberal Çin'e öpücük yolluyordu.
Ayılana petrol, bayılana gaz verip
Çalım satıyordu.

Uzın jol palitsiyası (2)
Elinde kırmızı sopası
Daha boyası
Yeni kurumuş yol şeridini
İhlal ettiğim için önümü kesiyordu.
Yetmezmiş gibi
Sürücü belgeme el koymaya kalkıyor
Bir de ceza yazıyordu.

-Trafik polisinin yol şeridi olmuş
Üstüne kimseyi bastırmamış! -

İnanıyorum ki
O gün o yoldan
Nursultan Nazarbayev de geçse
Ve zırhlı mersedesiyle yol şeridini çiğnese
Sıkı polis memuru Azamat
Abışulu Nursultan'ı da durdurur
Önce esaslı bir selam durur
Ardından
Kılı kıpırdamadan:
'Kurmetti prezident
Sizge şıtraf jazu kerek
Meni keşiriniz' (3) diyerek
Eli titremeden
Ceza yazardı.

Azamat nedendir bilmem
Çatık kaşları
Sert yüz hattı
Ve adına yakışır cüssesiyle
Bana Orhan Kemal'in
Bekçi Murtaza'sını anımsattı.

('Almatı Ey Almatı' adlı dosyadan)

1. Devlet başkanı
2. Uzun yol polisi; şehirlerarası trafik polisi (Kazakça)
3. Sayın Başkan, size ceza yazmam gerekiyor; beni bağışlayın. (Kazakça)