Çöle yazgılı bir yel gibi öğüttü
başımı yalnızlık
Yıldızlar mor hercai bir gecede
ırak şehirlerin aynasında
yansıttılar bir bilgenin delişmen çağrısını
döküldü yeryüzüne toz koparan ulakların
sağrılarında gizlenen bir avuç rüya tozu
geceye sahip bir bozkır türküsü
seslendi içimin en derinine
geceyi tanzim eden bir bakış
kemalin en derin yerinden yaraladı
bir üveyiki son şehrin sınırlarında
çığlığı yırtan bir gece
damarlarına uzun bir şiiri zerkeyledi
yorgun kafeste dile geldi bir bülbül
geceye malik bir avcı ok savurdu
yalnızlığı ta şuradan vurdu ta şuradan
bu gece gökte ebemkuşağı
şehrin kapıları tarumar
yokuşlarında aşka susayan
yokuşlarında can arayan
yokuşlarında can bulan şehrin
ırgatları
Irgatlar yalnızlık türküsü söyler
Ebem kuşağının kanatlarında
bir şehir yeniden donanır
gurbetin ıslak, toprak kokan yamaçlarında
ırgatlar sözü tellendirir avuçlarında
bir duman gibi savururlar yalnızlığı
uykunun kol gezdiği sokaklara
Ulaklarla bütünleşir meşin kaplı
dışı efsun yüklü
içi ömür tüketen kömür yazılı defterler
her harfe, adanmış şehrin ırgatları
tüketir cevheri benliğiyle yoğurarak
varlık kitabesini diken şairin elinden
alarak sözü yontarak,yorarak getirir
bir şehrin kapılarına asar bir vakit
bir şehir tanıktır cevheri ırgat
kalemi şair olan kelama
Kayıt Tarihi : 13.12.2015 22:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!