Şehrin Gözyaşları Şiiri - Yusuf Nazım

Yusuf Nazım
2

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şehrin Gözyaşları

1 /..

şehir
yastadır, uslanmaz
tankerler katran boşaltır
doklar ölüm kusar limanlara
bir bir çalınır rengi
kirlenir sabahın yüzü
kurum akar göklerinden
kir akar, asit akar
bir kez
verem içmiştir ciğerlerine deniz
öksürür balgamını betonlara
ziftten beterdir yansıları
plastiğe boğulur dalgalar
gel zaman, git zaman
çoktan, yağa bulanmıştır kanatları
ölü balıkları toplar martılar

2 /..

Cuma
mübarek gündür, kapanır
iş tutmaz hayat kadınları
camilerde yıkanırlar
kaldırımlar tutulur
neon ışıklarına boyanmış
vitrinlerinde gecelerin
çakal sürüleri gibidirler, dalaşırlar
gözleri geceye kudurur
erkek cesetlerinin
öbek öbek, aç
karanlığa ulur sanki bakışları
damarları şarap ılıklığında
sarhoşların.

3 /..

parklarında
cüzzamlı gibi dolaşırlar
erkekten dönme kadınlar
sosyeteye çıkmıştır adları
bir gecede
bin erkekle sarışırlar
dilenciler
düşmanı olmuştur ayyaşların
nesi var nesi yok
saklarlar, zulalarında
sanırsın kanlıdırlar
vebalı gözlerle süzerler birbirlerini
kaldırımlar dar gelir
paylaşmak yasaktır bulvarları

4 /..

çılgınca yarıştadır
televizyon kanalları
ölüm ilanları kusar antenler
infilak sesleri fışkırır şerarelerinden
telefonlar susmaz
aşk için çalar geceleri
beş yıldızlı otellerinde
şeyhler, prensler ağırlanır
kanı çekmiştir sosyetenin
defileden defileye koşar
ayaklarında cilalı çizmeleri
göğüslerinde kirpik kirpik albenili
transparan giysileri
kalın dudaklı mankenler kanatır
geceye etleriniz

5 /..

işte bu kent
işte bu kentin haramileri
hırsızlar anlaşmalı
haraç keser kahvelerden
gün biter, yeni bir mesai başlar
karanlık maviye kundaklanır birden
motor sesleri duyulur, sirenler çalar,
korkuluklar peydahlanır
polis düdükleri ısırır geceyi
kumarhanelerinde nöbet
zulalarında esrar kokusu
çok sadıktır köpekleri
yaldızlı tasmalarıyla dolaşırlar
görünce sırnaşırlar efendilerini
diz çöker önlerinde
ve diliyle parlatır çizmelerini.

6 /..

geceleri
ak gerdanı dolu,
göğüsleri hercai
vahim bir orospudur Boğaz
cam göbeği yeşil, arsız
açık mavi tenli
zevk taşır damarlarına
holdinglerin, utanmaz
kim çıksa önüne yatmaya hazır
çirkin bir fahişeye çıkmıştır adı
sermayesi olmuş mülkiyetin
bu şehir

7 /..

akşamlar hin, akşamlar ayaz
gündüzler öfke yoğurur üstüne konduların
sokakları bir, evleri aynı
insanları da öyle
nefesleri kül kokar
dumana boğulmuştur sabahları
bir yanda kan gövdeyi götürür
bir yanda tıklım tıklım tavernalar,
yok yere ölümlere
hep aşağı kentin insanları ağlar
küçük umutlar depreşir kıyılarından
cansız, derme çatma
bir gece yarısına dirilirler
cümlesi beyhudedir
bilmezler,
gün gelir ferman buyrulur
sefere çıkmış gibidirler
tafrayla kaldırır başlarını greyderler
dört nala, kılıç kalkan
sanki düşman askerleridir bunlar
denize dökecekmiş gibi yürür dozerler.

8 /..

sokaklar
biri birinin çıkmazıdır
bahar hırsızları dolaşır tenhalarında
isli bir karanlık tutunur köşe başlarından
nemrut soluklarında öfke
damarlarında nefret
boğuk bir çığlık ayaklanır kaldırımdan
ortak ölümleridir bu gidenler
ay utanır, bir girip,
bir çıkar koynuna bulutların
mavi bir ışık söner şavkında alacakaranlığın
bir fail daha döner meçhule ansızın
bir fail daha karışır bilinmeze

9 /..

tekmil hayatlar uykudadır
zifiri bir karanlık çoğalır, ucun ucun
korkuya büyür yüzü
aysız gecelerin
gizli randevular düşer ölüm adreslere
ne zaman,
ve nerede bilinmez
koca bir kent susar
sesler kuşkuya çalınır
kayıp ölümleri saklar mezarlıklar
heyhat
bilcümle yakarışlar boşunadır
kaldırımlar kayıp resimlerle dolar taşar
kim bilir, belki bir gün
nereden duyulacak solukları
beklerler
sedef göğüslerinde hicran kokuları
zülüfleri kanlı perçem
ve kalçalarında diş izleri köpeklerin

10 /..

er vakit
düşer yollara
kavganın çırakları
bozgun bir şehir ayaklanır
sisler içinde sabahlardan
aklı yosun tutmuş
damarları pas
yüreği kir
üzerine üzerine yürür korkuları
enkaz enkaz büyür,
kabus kabus birikir
çöker üstlerine
sıksan,
irin akar memelerinden
süt yerine
her dem zehir emzirir sokaklar
her dem esrar,
her dem hüsran,
kimi Mardin’den gelmiştir
kimi Urfa’dan, Kars’tan.
fidan fidan büyür
dal dal kırılır umutları
ince bilekli çocuklar açar
tornacı dükkanlarını

11 /..

kayıkhaneleri tükenmiş
kıyıları tarumar
sırça köşkler sarmış tepelerini
mutfağı Fransız,
mermeri İtalyan,
lambrisi Afrika ağacından
sorsan
efendisi it besler, uşağı at...
birdenbire uzanıverir
aşağı semtlerden gölgeleri
yaşıyor gibi suretleri ölülerin.
kim bunlar?
nereden gelirler?
huyları yumuşak,
bakışları ürkekçe
koridorlarında hayal meyal dolaşırlar
yürekleri gamlı, bahtları kara
cam siler parmakları,
mermer parlatırlar
saçları süpürgedir konaklara kadınların.

12 /..

çelikten putrelleriyle tutunur
paslı gövdesine semtlerin
basmış öfkesini bağrına
dövüşecek, sanki
şanlı bir günü
bekler fabrikalar.
hangi asrın yüzüdür bu!
ne zaman başlar
nerede biter bu hikaye,
susmak bilmez bir türkü,
bir türkü
kendini söyler durmadan,
demir kanatlarını kırmış kapılar
yorgun, atolyeler vıcık vıcık ter
tezgahlar somurtkan
maviden suretleri süzülür işçilerin
ürkek, ağır ağır ve usuldan...

13 /..

akşamlar olur
boşalır safrası kentin sokaklara
toprağa, denize ve üstümüze
sevinçleri
mahrem sözlere yasaklı
ışığa rengini veren eller
hayat denilen kavganın tutsakları
son vardiya işçileri de gözükür birazdan
adımları ağır aksak,
bakışları mahmur,
is kokar tulumları
salına salına mavi
aka aka su
ese ese rüzgar
eski bir resim gibi peydahlanırlar
dudaklarında bir söylence
ellerinde pankartlar

14 /..

kirli tulumlarında
cansız siluetleri uzar sokakların, akar,
sanırsın başka bir dünyadan gelmiş hayat
başka bir dünyanın insanları bunlar
canı çekilmiş gibidir teninden, bakar
kanı donmuştur yüzlerinde
hayal meyal yaşar
küfelerinde
en taze bahar aydınlığında düşleri,
akar, sivri gölgelerini asfalta kanatarak
sisli bir yağmur ıslaklığında varoşların,
akar,
şehrin gözyaşlarıdır bunlar
şehrin gözyaşları...

10 Şubat 1998

Yusuf Nazım
Kayıt Tarihi : 6.4.2006 02:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Celil
    Celil

    Sn. Yusuf Nazım,
    Şiirlerinizden büyk haz aldım.Okurken çok yorum yazarım dedim ama yazarken hepsini unuttum.

    Saygılarımla,
    Celil

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Yusuf Nazım