Şehrimin Meşgaleleri

Ali Rıza Fatih Bakırcı
89

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Şehrimin Meşgaleleri

Bazen insanlar düşüncelerimi duyacak,
Hissediyorum ki sanki,
Aniden kalbim sekteye uğrayacak.
Hissediyorum evet, gayet tabii!
Var bende bu merhaleler…
Düşünürüm, ya olmasaydı eğer?
Şehrimin felekten geçen, meşgale sesleri gırla,
Oturuyorum bir bankta tek başıma...
Kafamın içini duydukça susuyorum,
Susuyorum elbet bir an şehre dahil olacağım!
Ben de gideceğim bir terziye, bekleyeceğim,
Dikiş nakış… Bir astarlı cep isteyeceğim.
Vakit gerekecek sağlam bir cep için,
Sağlam, astarlı, fiyakalı bir cep için…
Ambulansla hastaneye yetiştirilenler olacak,
Bir ayyaş da gelip, yüz asırlık çınarın dibine kusacak!
Kim bilir, kendini bilmezlerden biri gelip,
Cumhuriyetimizin meydanında hadsizce,
Atatürk’ün büstüne işeyecek, orada düşüp kalacak!
İdam isteyecek fikrim, ellerim bilinçsizce,
Boğazını kavrayacak, bilinçsizin soluğunu kesmek için!
Oradan basıp gittiğimde evime,
Bir yatak karşılayacak beni,
Sıcacık, rahat, şefkatli bir hapishane gibi...
Filistin’i düşüneceğim, Doğu Türkistan’ı düşüneceğim...
Ergenekon, Ötüken, İstanbul; ne zaman birleşecek?
Kudüs, ne zaman bir barış ili olacak?
Selanik, Bükreş, Budin, Beç; ne zaman bize katılacak?
Susmuyorum, çünkü kendimle kavgalı olmam,
Bir gün ant içtiğim intikam şelalelerinde çimerken ben,
Genzime kaçan Yahudi kanını, tıksırmama faydası olmaz!
Aksine, derin bir nefes alıp burnumdan,
Yutağıma çekerek tüküreceğim ordan!
Ondan bu kadar umursuzum, şehrimin,
Sırf kamufle olmak için, çektiği filme.
Bu film ki; kimi zaman liberal bir eda ile
Kimi zaman şeriata mazhar iken sinem,
Şeraitce sulh çınılarıyla, ürpertecekse de!
Bunar rağmen umuyorum ki,
Dublin’deki patateslerden kurtulanlar, belki unutmaz...
Hicaz’dan Yemen’e giden kervanlar ne alemde?
Delhi, Maveraünnehir, Semerkand, Kırım, Açe…
Benim tasarruf hakkım, dünyanın her vilayetinde.
Kitabını kapağına göre yargılarım bana ne!
İçini göstermezlerse, sayfa sayfa yazarım,
Tarihe bir nakış işlerim, atalarımın keyfiyle!
O keyif ki Kürd'ü, Laz’ı, Çerkez’i, Zaza'sı da haykırır,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diye, kafire saydırır!
Kimden korkarım, kime sorarım, vaz geçer miyim?
Düş benim, kalem benim, hak benim, hukuk benim!
Candan vazgeçerim ulan!
Yine de geçmem Turan’dan!
Gelin, toplanacağız yeşil başlı kutlu kurdun altında,
Wei ırmağında suya kanacak atlarımız, hesap soracağız!
Lüksemburg , Lihtenştayn, Monako, Andorra, Vatikan…
Kalmayacak bir lahza suyu, veyahut cirim kan...
Rubicon nehrine akan kanlarda yıkanacak atlar,
Geçeceğiz kızıl kızıl, gurur duyacak Altaylar!
Kızıl elmaya varıp, cuma namazını eda edince,
Cümle alem diz çökecek Alpler’e, Alp dağları bile!

22/12/2023 01:47

Ali Rıza Fatih Bakırcı
Kayıt Tarihi : 13.2.2024 11:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!