Doksan üç yıl az mı? Kalkınamamış,
Şehrimin kaderi ray diye diye.
Asrın dökümanı boşuna alkış,
Usandık yerinde say diye diye.
Ninni yavrum beşik gönül eylemiş,
Sürü yayanların türkü söylemiş,
Ha bugün ha yarın vaad eylemiş,
Çobanın kavalı doy diye diye.
Mahrumiyet yerde pahalı yaşam,
Halkı göç ediyor, uçtular paşam,
Üç beş ihtiyarla yaz ile kışın,
Ufuklara bakar, duy diye diye.
Nice kavimlerle geçen mazıya,
Sus dediler sustuk eller uzaya,
Mağrip’ten meşrık’a güney kuzeye,
Zay olduk cihanda oy diye diye
Madenler diyarı sessiz uykuda,
Ne zaman uyanır belki kaygıda,
Kusur eylememiş ikram saygıda,
Belki bir gün doğar ay diye diye.
Eteğinde taşlar ortaya çıksın,
Mülkü terk edenler geriye baksın,
Kız evinde düğün, kınayı yaksın.
Oğlan evi tambur bay diye diye.
Kapalı kapılar kimi üzmüyor,
Seyyahın sureti düğüm çözmüyor,
Geyik muhabbeti halka dizmiyor,
Yorulduk ayranı yay diye diye.
Kıvrım kıvrım yollar siren çalsaydı,
Vadi boyu yeşil tren gelseydi,
Ceddimin duranı gören olsaydı,
Yeni nesillere toy diye diye.
Hayatı ömrünün altmış yılında,
Herkes ayrı alem, kendi yolunda,
Aşık Figani'yim sazı kolunda,
İnliyor bam teli pay diye diye.
13/03/2011
Âşık Figani / Bağlarbaşı Mahallesi
Kayıt Tarihi : 3.12.2016 20:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!