Ağaçların kırılmış dalları
yolunmuş yapraklarıyla
rüzgarın türküsünü söylüyordum dudaklarımda
soluyordu gülden oyulmuş yüreğim döşümün tam ortasında
bir çalı kuşu ötüyor çalıların ortasında
düşüyor
binlerce yaş, binlerce ağıtla
susuyordu hasret
rüzgarlı kuş sesleriyle
leylak ve tomurcuk kokuyor
gece kasvetten çıkıp
güne uyanınca
yeniden doğarken yeryüzü zamana
ben zamana hasret, zaman bana
koşarak yürüyorum
bir ömür tükettiğim
yağan yağmur
ot, toprak kokusunda
şiirler okuyarak
genceçik bir kızın türkü söylediği
ipeksi sesiyle düşlerime dokunduğu
akarsuların denize
suyun çiçekli ormana aktığı şehrime doğru
yemyeşil ovaların bitiminde başlayan
aydınlık güneşin altında gelin gibi parlayan
bereketli topraklarla çevrilmiş
çeşmelerinden ana sütü akan
topraklarında ekmek kokan
şehrime doğru
Kayıt Tarihi : 7.6.2011 17:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!