Sürgünden yeni dönmüş gibi
Şehrim benim şehrim
Her yer ne kadar tanıdık
Her yer ne kadar yabancı
Akıyordu gözlerimde
Anıların bıraktığı izlerin peşinden giderken
Yüreğim sızlıyordu derinden
Atabildiğim her adımda
Her adımda bir hayal kırıklığı
Her adımda bir başka yalnızlık
Yaşanıyordu geçmişe yas tutarak
Şehrim benim şehrim de
Çocukluğumun bakkalı değişmiş
Gazoz kasalarının yerini
Üçüncü şahıslara ait
Camlı ince uzun buzdolapları almıştı
Gecekondu delikanlıları
Son çığlıklarını içlerinde atarken
Garip bir renge bürünüyordu
Taşına kadar benim şehrim
Üzüntü şehrin tuzu biberi gibi
Kök salmıştı yaşlı çınarların koynunda
Hangi kaldırıma baksam
Yılların tozunu alırdım
Şehrim benim şehrim de
Sandığımızdan daha hızlı geçiyordu
Zaman denen gariban yaratık
Geçip gitmekten
Hikayelerini öğütmekten başka
Hiçbir görevi yoktu zamanın
Zaman hangi hikayesini tutabildi ki koynunda
Kendini tutabilsin esen bir rüzgarda
Doğduğum yerler benim
Doğduğum şehrim benim
Ben şehrin
Gerisini neyleyim
Şehrim benim şehrim
Gerisini neyleyim
Şehrim benim şehrim
Anılarımla neyleyim
Geldik gidiyoruz
Canımızı zamanda öğüterek
Geldik gidiyoruz
Kanımızı toprağına teslim ederek
Şehrim benim şehrim
Gencay CoşkunKayıt Tarihi : 22.2.2005 00:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!