Güneş, sıcak yüzünü gösterince surlara
Çöpçüler, Şehremini’de düşüverir yollara
Bir paket sigarayı susuz tüketen Recep
Tüfek ateşler gibi öksürür kaldırıma
Bakkal İdris görünür çok hızlı adımlarla
Ardından dört nal gelir işkembeci Süreyya
Saçak altından giden bir karaltı gördük mü
Anlarız işe gider paçacı Rüstem Ağa
0nların sesinden mi ürküyorlar bilemem
Martılar çığlık atar Şehremin’de her sabah
Çocuklar uykudadır, kalkmamışlardır daha
Bu yüzden kuşlar konar parktaki kaydırağa
Kurnasız eski çeşme akmaz diye sanırım
Bir tek güvercin gelmez Küçük Saray Parkı’na
Martılar uçuşurken gökte çığlık çığlığa
Güvercinler üşüşür Büyük Saray Parkı’na
İşte bu güvercinler güne renk katmak için
Huma Kuşları gibi “günaydın! ” der sabaha
Yarının umutları çıkarlar artık yola
Marketler başlamıştır bakkallarla yarışa
Gelip-geçen herkese huzur dağıtmak için
Havuzun fıskıyesi başlar su fışkırtmaya
“Taze simiit! ” nidası duyulur dört bir yandan
Bazan Mevlana kapı, bazan Sivrikapı’dan
Eğer mevsim kış ise, bu seslere karışır
“Sıcak saaleep” sesleri Topkapı tarafından
Bu anda Tatar Bekir açar kahveyi sessiz
Çektiği “bismillah”tan yan komşusu habersiz
Siler silmez mutfağı “pastaneci “ Muhammet
“Süt vardır! “ levhasını cama asar, çaresiz!
Sonra büfeler açar kapıyı kaldırıma
Tost, bilet, su ve duman satmak için alana
Bir mahşer telaşesi başlar yine erkenden
Her sokaktan insanlar katılır İstanbul’a
Önce yaşı sekseni bulanlar düşer yola
Şükrederek elbette erdik diye sabaha
Büyük Saray Parkı’nda oturarak banklara
Bir ömrün hesabı verir gibi bakarlar
Havuz fıskiyesinden fışkıran berrak suya
Elindeki yemleri kuşlara saçan dostum
Bir dokun, bir sor hele yandaki ihtiyara
Bak nasıl sıçrayacak mazinin havuzundan
Gönlünü ıslatacak binbir çeşit hatıra
İçime huzur verir onları görmek burda
0nlarla gönül gönle başlamak hep sabaha
Martısı, güvercini, çöpçüsü, esnafıyla
Şehremini’de hayat , böyle başlar her sabah
Zaman bir nehir gibi akarken kaynağına
İslâmi bir çağırı duyulur derinlerden
Kimin yaptığı meçhul senfoniye benzeyen
Yeni ezan sesleri gelir yine her yönden
Örümceksiz Cami’den, İskender Cami’inden
Cafer Ağa ,Melek Hatun, İbrahim Çavuş derken
Behruz Ağa Camii’nden gelen ezan sesi de
Karışır bu davete İstanbul ahengiylen
İstanbul gön’le benzer ,evren sığar içine
Bütün renkler karışmış , dert etme hiç kendine
İster Topkapı’dan gir, ister Mevlâna Kapı
İster Sivri Kapı’dan geliver Şehremin’e
Martı çığlıklarında uyanırken İstanbul
İstanbul’un kokusu siner her bir hücrene
Büyük Saray Parkı’nda güvercinler uçuşur
Havuzdan su fışkırır her sabah Şehremi’nde
..........................*..................
Kayıt Tarihi : 24.2.2016 18:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şehremini'de geçirdiğim bir kaç güzel günün ardından
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!