Şehre Veda Şiiri - Özkan Erdem

Mevsim güze dönmüş olabilir
Yapraklar cansız
serilmiş yol ortasına
Caddeler ıslak, yollar kirli olabilir
Üstümde yıpranmış bir kazak
Cebi delinmiş bir pardesü sırtımda
Üzgün olabilirim,
Başım, uykusuz geceden kurşun gibi
Şakaklarimda bir ağrı sinüzitten sebep
Hasta olabilirim
Ama
Ne o, ne bu, ne öteki
Senden dolayı değil
***
Umursamaz kaldırımlar
Hissiz mankenler, camekanlarında dükkânların
Kazıkçı esnaf,
Yürümekte zorlanan yaşlı adam
Benimle ilgili bunlar bir şekilde
Onlar üzebilir beni onlar incitebilir
Düşmanım, bazıları belki de
Neden böyle hırçın yürüyorlar
Neden bakışları sendekiler gibi
Kana susamış hep kirpikleri
Bu sehir artık yaban eli
Sen mi gönderdin onları üstüme
Düşsem yüzüstü, dizlerim kanasa
Bir tutup kaldıran olmayacak
Sen mi söyledin böyle yapmalarını
Ciğerim çürüse kan tükürsem
Bir geçmiş olsun demeyecekler
Dönüp bakmayacaklar ölsem
Bu şehri sen mi inşa ettin?

Acımasız ordularını çek uzerimden
Bu hissiz şehir senin olsun
Bu kalabalik bu gürültü bu merhametsiz yığın
Hepsi belli ki senin eserin, hepsi senden

Gülen gözleri takmaymiş demek ki
Sen yanımda varken.
Hilekar onlar da sen gibi
Gidiyorum tamam senin olsun şehir
Duramam tek başıma bunca hınç dolu kalabalığa
Sileceğim giderken tek tek izlerimi
kaldırım taşlarından, Reşitpaşa dan
Şükrü bey durağında bekleyen gölgemi de...
Yıpranmış güzellikler senin olabilir
Gün batımları, dolunay yakamozları
Mavi serinlikler
Ve turuncuya çalan ikindi ışıkları
Dingin yaz gecesi filmi
İmalı şarkılar mesela...
Paylaşmayı bu anlamda kullanalım biraz da
Ne feleğin çarkı dönmeyi bırakacak
Ne Akrebin kıskacında zaman
Bildiği gibi devretsin yine devran
Ben bu dünyadan değilim
Kimsenin hesap defterinde bir satır
Kimsenin şiirinde mısra değilim
Duramam artık buralarda
Giderim
11/11/22