Şehir
azgın
ve gri
gökyüzüne
tutsak....
gürültüyle dalgalanıyor
her sokak
acımasız bir yağmur düşmüş
dar sokakların yoksulluğuna
çatılar harap
ekmekler daha yumuşak
sevgililer
bir öyküye daha kucak açmış
sanki
öpüşseler göz susacak
sevişince
maviden öte
bir refah kalacak....
birinin gözü tarlada
birinin ipteki çamaşırda
birinin dudaklarda
bıraksan herkes susacak.....
şehre gök yağıyor
ve bir anne
tavandan akan suya bakarak
yapıyor duasını
dışarda
simitlerini saklayan kocasına
ve evdeki
yarı aç
tamamı çıplak yavrusuna
her damlada buz kesiyor,
koca bir ağıt
dağ olmuş
üşümek
öylesine bir kaçış
titreyişlerde duraksayıp
üflemek için duasını
acının yoğurduğu
bir gülüş bırakıyor
pencerede
hayat bulan saksılarına.......
şehre gök yağıyor
ve bir sevgili
beyazın içindeki
göğüs uçlarını
düşlüyor
hani dokunsan
kıyamet kopacak
ve kuşatacak
boynunun inceliğini
yıkılacak
masum saydığı
ama utandığı hayalleri....
gözlerinde
damla berraklığı
dudaklarında
belirgin bir davet
ellleri ilk kez
bu kadar ıslak,
dokunuyor
sevgisinden doğan yazgılara
uzun uzun öpüyor
gök sussun diye
ve sarılıyor geçmişe....
şehre gök yağıyor
herkeste ince bir hüzün
sonrası
can bulan toprağa
ve geçmişe
ve yarına
gülümseyiş bırakarak,
hüzünler yeniliyor
dudakların tılsımına....
Serdar KeskinKayıt Tarihi : 28.1.2006 17:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!