Şehr-i Yar 2 Şiiri - Yiğit Afşin

Yiğit Afşin
44

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şehr-i Yar 2

Hangi yokuşta saklarsın öfkeni!
Sevdalığın kıraç tuttuğu vakti nerende gölgelersin?
Alınmayan muradları gecene mi; gündüzüne mi kilitledin?
Kaldırımlar uzanırdı büyümeyen nehirlere,
Ki nehrin sonu denizle varırdı…
Bilip de yolun yordamını; çağıldamakların sonuydu ölümüne denizin yeşili…

Çöküverdi omzuma binbir damla derya…
Birbiri üstüne volkanlanırdı duruşlar.
Bıkmadığım alasabahtı…geceydi kör zifirlerde hasretle büyüyen…
He deyişler…tek güneşe intiharlanırdı…
Kaybolmadın yüreğimde,
Yüreğin ne sevdalıydı ey diyar.
Ne utandım, ne kırıldım! ..
Feleğin çarkı mıydı, zaman mıydı denizi güneşe taşıran! ..

Kaç romandı adının geçtiği?
Serzenişlerin divaneliği yol eylediği nice bahardı…
Onca bahar mevsimlendi gelip geçmekliğinde…
Nice eski zaman bülbülleri yarelendi bağrında…
Goncaydın dikenlerin başparesinde,
Bestelendin ya onca kanatlanışların namelerinde.
Maharetin ufkunda mıydı ey diyar!
Bile bile söndürmek miydi güneş üzre alasabahları…

Kaçanlar vardı…göçenler…
Yaşamak zanneyleyip, mevsimsiz çiçeklerin artakalmış vuslatlarına hiçlenen bakışlar…
Ya sen nerende çiziktirdin?
Sevdalığın çiğlerini kaç şafaktır biriktirdin…
Sancısıydı ya bekleyişler ölü doğumların!

Yıkıl dağlar!
Turnam alıp gitti başın…
Bilmezsin.
Çayır çimendendir deniz…
Dumanın iç çekmedi hiç denizin yeşiline!
Bilmezsin!
Göz vuruşlar namludur dalganın andında…
Yarenin tarlasıdır sineler sabahlara dek.
Tekmil hasretlerdir gelip gitmeler…
Hedefi şaşmaz güneş!
Kana kan…dişe diştir bakışlanmalar…
Ki güneş mum ışıltısına doğar zalımcasına.
Zamanı bilmezdi taşladığın yürekler,
Kana karışan gülleri, sayfalarca kuruttu eller…
Yare yakarıştı da gül yüzler, toprak olmalara umutlanırdı da,
Hatırda güle dair kılınçlanmalar kaldı…

Yel eserdi en poyrazından.
Yare varmazdı durduğum yar başı!
En poyrazındandı kucaklanmalara dolan.
Kanatlar dem tutmazdı da,
Yaman öterdi kekliğin palazı…
Bırak! …arsızlığında yok olsun çığrışan martılar,
Eksikliğinde durulsun serkeş deniz,
Bir yar;
Bir diyar toprağı yeter yakılışlarıma…

Uçunurdu nice gül tenlerde…
Binbir tele yakışırdı raksedişler.
Kan kırmızı sadıktı da rengine,
Bir kalem…bir gül soluksuz kaldı ellerimde.

Zaman hep vardı…
Ve zaman dört mevsimdi aldanışlarda…
Sevdalıklara saklanırdı mevsimin en hası.
Ya köz savururdu yel, yahut kül…
Yazdı kar yağdı; kıştı gül açtı!
Bahardı sarartan en zamansızından sevdalığın bağlarını…
…diye diye kılı kırk yardı zaman.
Ezel unutulmazdı, eser hicapsız.
Aşk yüzvurdu zamana velhasıl…

Kim anlardı?
…diye…diye yongaları kim katıkladı?
Esvaptan üryan naraları; kim acıladı duruşları göğe varışlarda?
Bildin mi yar?
Dağların yamacında uyandı zaman, güneşten muştulandı.
Kaldırımlarda yalanlandı sevdalığın adı…
Diyar-ı şehirde sırroldu zaman.
Kuş kanadınca bilendi aşk!
Kınalı keklikti yamalarda pervanelenen.
Bir toy serçeydi kaldırımlarca kısmeti yol eyleyen…
Ahde vefadaydı Aşk…
…şuracığımda…içimde..
Kaldırımcaydı, dağlarcaydı omuzlarıma çöküveren.
Oy çare!
Kısmetsizliğin mahşeri ufuklandı dizlerimde…
Diyar diyar kurşunladı kalem.
İçimde…
Yürektendir…evveldendir yare…

Yiğit Afşin
Kayıt Tarihi : 10.2.2007 16:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yiğit Afşin