Şehir susmuş,küsmüş bir haylı
Annesini unutmuş evlâtlarına
Yaldızları dökülmüş neonlarının
Dibinde yaşlanmıştı yapayalnız.
Dizginleri tutulmaz bir küheylanın
Tırıs gidişinde dinlenmeden,
Dizlerinin üstüne yığılıp kaldı
Tık nefes bir hâl aldı
Vakitse bir hayli akşamdı.
Yorgun toprak bırakılınca nadasa
Daha fazla ürün alabilmek için,
Hababam kazıldı dipleri çaresiz
Çorak bir araziye döndü şehir
Burun deliklerine daha fazla hava
Verebilmek için delindi toprak.
Gözlerine koşan milyonlarca kuş
Çarparak duvarlarına devrildi
Vakitse bir hayli geceydi.
Eriyip tükenmiş bir hasta vardı
Doktorların ne yerse ye dediği
Ne kadar bir süre yaşar bilinmez
Belki de iyileşir mucize olur,
Üstünde tepindik yine ölmedi
Acı acı gülümser hep zehir solur
Yıkılmaz duvarlarına depremler vurur
Korkular içinde kıvranır durur
Nedim'e mecalsiz utanç duyulur
Şehr-i Stanbul denilen budur.
Ahmet TIĞLI (Sevgi Merdivenleri)
Ahmet TığlıKayıt Tarihi : 3.4.2006 15:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)