Karşı duvardaki tabloyu seyrederken,
Binbir renk doldu gözlerime;
Yüzbinlerce ağaç,
Yüzbinlerce çiçek,
Yüzbinlerce hayvan
Ve yüzbinlerce insan.
Teninde minik bir bebeğin kokusu var
Hiç koklamasam da hissediyorum.
Kalbin cennet diyarı,
Gözlerinden anlıyorum.
Sözlerin ilahi bir şiir,
Kendimden geçiyorum.
Masmavi bir esinti
Masmavi bir müzik sesi
Masmavi bir keşfetme hissi
Masmavi bir duygu bu
Masmavi bir huzur bu
Güneş parlıyordu gökyüzünde;
Işığı ulaşıyordu, kimbilir ta nerelere! ..
'Keşke ben de,
Onun gibi olsam', diye düşündüm.
Parıl parıl parıldasam,
Işığımı yaysam
Hayata biraz biber ektim bugün.
Tuz koymadım,
Suyunu da az kattım.
Ateşte unuttum, dibini yaktım.
Bir dost, şeker getirdi de
Tadımız biraz düzeldi.
Sevgiyi arıyorum sen gittin gideli.
Sevgiyi arıyorum;
Ama sen bunu bilemezsin ki!
Dağlara çıksam, haykırsam sevdiğimi...
Kulağında başkasının sesi var,
Beni duyamazsın ki.
Üşüyorum!
Mevsim sonbahar yine;
Rengim sapsarı olmuş.
Gözlerimin feri solmuş...
Ellerimde,
Yumak yumak saç telleri...
Gelmeyeceğini bile bile
Beklediğim bir gemi var.
İçinde; kaybolan hayallerim,
Çocuksu içten gülüşlerim,
Ve hâlâ
'' Yok , gitmedi , şakalaşıyor benimle''
Hayallerim,
Elektrik tellerine takılan
Bir şeytan uçurtmasının
Rengarenk süslü kuyruğunda
Asılı kaldı.
Ey İstanbul
Büründün yine beyazlara,
Tıpkı bir papatya gibi.
Süslendin adam akıllı.
Doldurdun aşkın en saf halini
Ruhuna.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!