Köhne bir dükkân, küçücük oda,
Tombul madam oturuyor önüne bakıp,
Çilli boynunda bir sürü boncuk,
Tezgâhın ardında mahzun bir çocuk...
Şıkırdıyor kollarında bilezikleri,
Gözlerini deviriyor bakarken,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir zamanlar yaşantımıza renk katan o madamlar şimdi maateessüf yoklar.
Sanatın hası onlarda idi, ticaret erbabı onlardı...
Doğrusu inkâr etmemek lâzım ahbablıkları, dostlukları da samimi idi kaynaşmıştık.
Benim çocukluk ve gençlik yıllarımda bir ermeni terzimiz vardı.
Babası Dikran usta ayakkabılarımızı diker, kızı Zıvart abla de elbiselerimizi dikerdi...
Halâ muhabbetle özlemle andığım bu insanlar da, bir gün küsüp gittiler.
Dürüstlükleri yanında çok,çok sanatkâr insanlardı.
İstanbul'da bir süre Samatya'da oturmuştum, oradada çoğunlukla rumlar yaşarmış.
Gitmeleri bizler için büyük bir kayıp!
Elhamdülillah müslümanız ve Türk'üz ama Onları da Allah yaratmış.
Zaten halkların biribirine bir sözü yok.
Bu güzel şiiriniz anılarımı canlandırdı.
Öylesine güzel anlatmışsınız ki, o sempatik madamı görür gibi olduk.
Gramofonından yayılan müziğiyle kulaklarımız çınladı.
Tebrikler sevgili dostum, bu şiir, İstanbul'lu iyi tanıyan bir şair olarak size çok yakışmış.
Elinize, emeğinize, insan seven yüreğinize sağlık sevgiler canım.
kutluyorum güçlü sesi..
namık cem
Hayaller, hatıralar harika bir tasvir çerçvesinde ustaca işlenmiş. Harikasın Üstade bacım Tebrikler
Selam ve saygıyla
Seyfeddin Karahocagil
ne güzel tasvirler..o madamı sevdim..
çok güzel şiirdi yaa..
Yüreğinize sağlık.Güzel dizeler okudum kaleminizden.Saygılar sunuyorum.
Anlatım, şiirsellik harika...Tebrikler
harika bir anlatım...
nefis bir duygusal tablo...
nefis resimlemişsiniz...
selam ve saygılarımla kutluyorum....
.
Muazzam bir tasvir olmuş Efendim...
.
Hani,insanın eline 1 tual
1'de fırça alıp resmedesi geliyor gibisinden...
.
Elinize yüreğinize sağlık...
.
Saygılarımızla...
.
Vesselam
Sevda, özlem aktı yanaklarına. Tebrikler. Sevgilerimi yolluyorum.
Sayın Halenur Kor ; Şiirin içine o kadar güzel bir pencere yerleştirmişinizki... Sanki okurken izliyoruz 'şehla gözlü madam'ı . Kutluyorum bu çok güzel çalışmanızı ... Saygıyla ...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta