Sabreyle be Hocam,diye yazmışsın
Sabırtaşı mıyız biz be Hüseyin?
Cümlenin hesabın görürüz dersin
Ne zaman,nerede,kimle Hüseyin?
Edirnekapıda arefe günü
Şehitlerle konuştum,uzun uzun...
Helâllik diledim hepsinden,tek tek
Gözyaşlarım sele döndü Hüseyin.
Yetimler ağlıyor mezar başında
Ayetler,ağıtlar mezar taşında
Düşmüşler toprağa yirmi yaşında
En verimli çağlarında Hüseyin.
Şehit anaları,elinde Kur'an
'Unutlumak'esas onları vuran
Biz değiliz dedim sizi unutan
Duymalıydın isyanları Hüseyin.
Gelmişler herbiri başka diyardan
Kimi Trabzon'dan,kimi Urfa'dan
Kimisi; Bayburt'tan,Sivas,Konya'dan
Burası,'bir gül bahçesi' Hüseyin.
Ablası, okşuyor mezar taşını
Anası, kokluyor kabir taşını
Baba, akıtıyor gözün yaşını
Kan akıyor gözlerinden Hüseyin.
Ay-yıldız altında yatan şehitler
Cennette Resûl'e komşu şehitler
'Fatiha' bekliyor bizden şehitler
Ruhlarını şad edelim Hüseyin.
Bu kutsal mekâna bazen uğrarım
Şehit bahçesinde huzur ararım
Yüce ruhlarına selâm salarım
Mükâfat dilerim Hak'tan Hüseyin.
Yolun düşer ise bir gün buraya
Beraber gideriz,o gün oraya.
Lânetler yağıyor hep Ankara'ya
Ahlar,göğe ulaşıyor Hüseyin.
19.01.2005
Edirnekapı Şehitliği
...Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor,şehit ailelerinin hepsinin ellerinden öpüyorum.
Dursun ElmasKayıt Tarihi : 22.1.2005 13:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirinizi beğeniyle okudum.Çok duygulandım.O duygu yükü altında aşağıdaki şiiri karalamaya çalıştım.Şiir denirse adına.. Affınıza sığınarak gönderiyorum.Selam ve saygılarımla..
Ayrıca eleştirilerinizi bekliyorum.
BABANIN ŞEHİDE SESLENİŞİ
Tezkerene on gün kalmıştı
Bize telefon açtın oğul
Dedin ki,ölümüm yaklaştı
İçine mi doğmuştu oğul...
Haber yürekleri dağladı
Göz yaşı sel oldu çağladı
Uçan kuşlar bile ağladı
Gözde yaş kalmadı oğul...
Cenazen gelince inanki
Yer yerinden oynadı sanki
Bir öldük bin dirildik belki
Şehitler ölmezlerki oğul
Kanatlanıp semaya uçtun
Orda meleklerle buluştun
Şehitlerle tek tek konuştun
Cennetine kavuştun oğul...
Nişanlın sensiz kahroluyor
Saçını başını yoluyor
Canlı bir cenaze oluyor
Günden güne soluyor oğul...
Bu dünyada sefa sürmedin
Daha muradına ermedin
Düğününü bile görmedin
Sana nasıl kıydılar oğul...
Yerine askere gideyim
on günlük borcunu ödeyim
Haklarımı helal edeyim
Vatan sağolsun deyim oğul...
Hainler dağda pusu kurmuş
Damarlarındaki kan kudurmuş
Onbaşı Selami,er Durmuş
Hepsi birden vurulmuş oğul...
Mezarında güller açacak
Allah yardımcın olacak
Herkesten dua kucak kucak
Gelip seni bulacak oğul...
Sana kına yaktık bilesin
Deden gibi harbe giresin
Vatan, millet için ölesin
Şehit oğlu şehitsin oğul...
Vatan,Türk'ün ekmeği,aşı
Ölür vermez ufak bir taşı
Dinmedi bir türlü savaşı
Yeter sabrımız taştı oğul...
Sayende ayakta bu vatan
Gel der yerin altında yatan
Sahip çıkıyor sana atan
Zaferin kutlu olsun oğul...
Kader deyip boynumu büktüm
Oluk oluk göz yaşı döktüm
Sanki ciğerlerimi söktüm
Günlerce cefa çektim oğul...
Ömürlü'nün son bir sözü var
Ülkemde herkesin gözü var
Küllenmiş davanın közü var
Bu davanın tezi var oğul...
Ömürlü Aksoy
Kayseri-Eylül, iki 1000 sekiz
[email protected]
Ruhları şadolsun,mekanları Cennet biiznillah.
Selam ve dua ile.
elif ay
Bazı şehitlerin ailelerine yazdıkları mektuplardan bazı örnekler şöyle:
“Sevgili ailem, Beni asla unutmayın. Hep kalbinizin bir köşesinde saklayın. Şunu asla unutmayın. Allah’ın verdiği canı, Allah’tan başka kimse alamaz. Bu yüzden üzülmeyin. Ben burada öldümse Allah yolunda, vatan, namus ve millet yolunda öldüm. Benimle aslında gurur duyun ve asla ağlamayın. Eğer ağlarsanız ben yattığım yerde rahat edemem. Şehit Deniz Piyade Astsubay Çavuş Serhat Gencer” --
“Saygıdeğer anneciğim ve babacığım, görüşmeyeli bir hafta oluyor, biliyorum beni düşünüyorsun. Ama unutma ki senin bana bir nasihatin vardı: ‘Ey oğul görev kutsaldır, askerlik ibadettir. Sakın ola görevini aksatırsan, sütümü helal etmem’ demiştin. Sevgili anacığım, artık ak sütü helal eyle asker oğluna. Çünkü Mehmetçikler canını verir, kanını akıtır ama vatanını vermez, ezanını susturmaz, şanlı bayrağını indirtmez. Sevgili anacığım, belki de size yazdığım bu son mektuptur. Anacığım, bir gün şehit olursam ağlama. Binlerce İlimdar kurban olsun vatana. Şehit Jandarma Er İlimdar Atasoy”--“Burası Şırnak’tan 20–25 kilometre uzakta, doğusunda Cudi Dağı, batısında Gabar Dağı güneyde ise Giraf diye dağların bulunduğu 60–70 hanelik bir köy. Burada uyumakla ölmek arasında pek fark yok. Daima uyanık olup, hem etrafı hem de nöbetteki askerleri kontrol etmek zorundayım. Bir anlık gaflet hepimizin sonu olabilir. Köylünün benim elimi sıkışları ve bana ettikleri dualar, belki de sizin yaptığınız dualar kadar vardır. İşte günler burada her şeyi yaşayarak geçiyor. Gündüz elini sıkan köylü akşamları dağa çıkıp üzerime ateş yağdırabilirler. Akşam olunca her şey bitiyor burada. Sadece bekleme başlıyor. İşte o zaman insanın aklına hiç bir şey gelmiyor, karşındakileri caydırıp, seni yok etmesine izin vermeden, bildiğim bütün askerlik kavramlarını uyguluyorum, yaşamakta ölmekte tuhaf buralarda. Şehit Asteğmen Komando Hakan Zeki Varan.” --
“Canım anneciğim, içinde bulunduğum şartlar ne kadar zor olsa da ben şimdiye kadar hiç şikayet etmedim. Buradaki rütbeliler bile buna şaşırıyor ve onlara bu durumum ilginç geliyor. Hakkari şehirden çok uzak bir yer. Tamamen büyük bir köy demek doğru olur. Tek fark, çok katlı evler var. Bunlarda devlete ait lojmanlar veya binalar, diğerleri ise kerpiçten, taştan, çatısız tek katlı evler ve şehir merkezinde başıboş dolaşan ineklere, öküzlere rastlamak mümkün.
Devlet her şeyi gönderiyor. Konserve, cola, meyve suyu, karpuz, şeftali, domates, salatalık vb. Bir tepeye çıkıp pusu için mola verdik mi oraya yerleştik mi, postama bir çay demletiyorum.
Bulunduğum manzaraya çıkıp çayı yudumladığımda bunun keyfine doyum olmuyor. Tüm yorgunluğumu unutuyorum. Yemyeşil bir yer manzaraya bakmaya doyum olmuyor. Şehit Jandarma Asteğmen Erkan Apalak.”
Oyy dağlar, başı dumanlı, karlı dağlar,
Oyy Mehmetlerin sesini duyduğum,
Oyy anaların, bacıların, gelinlerin,
yavruların avaz verdiği,
Oyy gönül koyduğu, gücendiği, elele verilen yüreklerin yangın yeri,
Kör kuyuların, hain pusuların açıldığı
Allah Allah seslerinin yankılandığı,
Viran olmuş soysuzun leşinin serildiği,
Sevdaların yaşandığı, destanların yazıldığı,
Şehitlerimin kanlarıyla sulanmış,
Kederlerin ortağı, feryatların can çekiştiği,
Yol vermedin mi, kurban olduğum
Sevdiğimi göremediğim dağlar oyy…
Yorum yazamadım, affınıza sığınarak bu şiirimle onları anmak istedim.Onlar Hep Yüreklerimizde Bizlerle Beraberler, Tanrıdan Rahmet Diliyorum, Duyarlı Kalemi Kutluyorum Saygılarımla..
TÜM YORUMLAR (12)