Seddülbahir gibi kandan toprağın,
Şehitleri kucaklıyor sancağın,
Nede genişmiş bu senin kucağın,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Doğuda bir inci yayla gibisin,
Göklerde yıldız ayla gibisin,
Köyümde yemyeşil yayla gibisin,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Süzülür gözyaşım şehit denince,
İnsanoğlu bunu işit denince,
Dolunayım ay yerine gelince,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Asker gidememiş tipiden kardan,
Selamlar almadan anadan yardan,
Belliki takdiri yazmıştı yezdan,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Sarıkamış geçidi geçit vermemiş,
Mehmetlerim şol yanına ermemiş,
Sırtlarına sıcak aba giymemiş,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Uyumuşlar aç açıkta kalarak,
Sılasına selamını salarak,
Sonu gelmez rüyalara dalarak,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Bir tarih uzanmış kara yatarken,
Nasıl güler idik güneş batarken,
Yüreğimiz vatan için atarken,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Kafkas cephesinde kalan şehidim,
Yüreğini soğuğa salan yiğidim,
Bitmez rüyalara dalan şehidim,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Kalkmazmısın uykuyumu seversin,
Neden beni bunca derin üzersin,
Cennet eldemisin nerde gezersin,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Anladımki sen cennete varmışsın,
Yüreğini vatanına saymışsın,
Yalan dünyamızdan hayli caymışsın,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Kayıt Tarihi : 24.1.2008 04:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu güzel ve anlamlı şiirin için kutlarım.
Ayrıca ; 1966- 1973 arası izlerimin oduğu - Çankaya / Ankara ' da yaşıyorsun.Memur şehri olduğu için severim orayı. . .Selâm Atamın olduğu Köşke (Ama sadece Köşküne. . .) ve Ankara Halkına . . .Saygılar . . .
Gerçekten Sarıkamış harekatına baktığımız zaman bir dram yaşandığını görmekteyiz.....
'' *Sarıkamış Harekâtı ''*
'' 1 Kasım 1914’de sınırı geçen Ruslar 4 Kasım 1914’te Köprüköy önlerine gelmiş bulunuyorlardı. Karaköse Murat suyu cephesinde de aynı surette ilerlediler. 5 Kasım’da Ruslar Türk sınırına taarruz için emir aldılar. Başkumandan vekili Enver Paşa 4 Kasım tarihli emrinde taarruz emrediyordu. Bu emir verildiği sırada Doğu Anadolu’da kışın en şiddetli sert günleri başlamıştı. Nitekim Rus ordusu da taarruz emri almışken harekete geçemiyordu. Hasan İzzettin Paşa Üçüncü Ordu’nun fikri, buralarda ve bu mevsimde taarruzdan kaçmaktı. Fikri, düşman ilerlese bile onun Erzurum Kalesine çarptıktan sonra karşı bir taarruzla ezilmesini sağlamaktı. Enver Paşa taarruz emri vermemiş olsaydı, herhalde iki orduda karşılıklı yerlerinde kalacaktı ve sonuçta “Sarıkamış Dramı” da yaşanmayacaktı.
3. Ordumuz ve XI. Kolordu, süvari birlikleri ve kürt aşiret askerleri 6–9 Kasım Köprüköy muharebesiyle Rusların taarruzunu kırmış ama 18. Piyade Alayı ve 30. Piyade Alayının gerilemesi yüzünden alan kaybetmiştir.
11–12 Kasım'da IX. Kolordu, Ahmet Fevzi Paşanın komutasında ve XI. Kolordu solunda olmak üzere süvari birliğinin öncülüğünde ilerlemeye başlamıştır. 3. Piyade Alayı, Köprüköy'ü ele geçirmeyi başarmıştır.
14-18 Kasım’da Azap muharebesini de kazandı.
Fakat pek hesaplı olan Ordu komutanı Hasan İzzettin Paşa, sınır gerisine çekilen Rusları takipten vazgeçince bunun üzerine başkumandan vekili Enver Paşa bu cepheye gelmiştir. Enver Paşa Erzurum’a gelmeden önce Albaylığa yükseltilen Genel Kurmay ikinci başkanı Hafız İsmail Hakkı 27 Kasım’da İstanbul’dan Erzurum’a gelmişti. Kendisini Enver Paşa’nın görevlendirdiğini bildirmektedir. Zaten hemen onun ardından Enver Paşa Erzurum’a gelmiştir.
Sonuçları
Savaşın galibi General Yudenic, Rus Kafkasya Ordu komutanı ilan edildi ve 1915 yılın yaz aylarında Anadolu'ya taarruza geçti. Rus ordu birlikleri Erzincan'a kadar ilerledi.
Kafkas Cephesinde tam başarı elde edeceğimiz sırada zamanında destek gelmeyince, ordumuz geri çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra 1918 de Sarıkamış ve Kars alınmış, ama Mondros Ateşkes antlaşması uyarınca eski sınırlara dönülmüş ve topraklar elden çıkmıştı. Bir dramın en acı izlerini taşıyan Sarıkamış topraklarında, bu defa düşmanın ayak izleri vardı.
Rusya'daki Bolşevik İhtilali'nden sonra Ruslar geri çekilince, bölge Ermeni’lerin eline geçmiş ve yöre halkımız Zafer sarhoşlarının zulmüyle karşılaşmıştır. Ahırlara, samanlıklara doldurularak yakılan halk, 20 binden fazlaydı. 33 köy yok oldu. Söylenenlere göre bu işkenceler karşısında Rus askerleri ağlamıştır.
Ne yazık ki Enver Paşa planına bir şeyi katmamıştı, o da doğa koşullarıydı. Sarıkamış’ın soğuğu çok(–40 derece) sert olurdu. Allahuekber Dağları'nda ki tipi ve boranda hesapta yoktu. Bu hesapsızlık 90 bin askeri tek kurşun atmadan şehit düşürdü.
Kaydedilen gerçek tarih çok iyi biliyor ki, bu tarihin gerçek belgeleri ABD ve Alman devlet arşivlerinde vardır. Bu insanlar kendi toprağında sürgün düşmüştürler.
Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının birçoğunun Rus'lar ile yapılan çarpışmalarda değil de ağır soğuk hava koşulları yüzünden şehit olmuş olmalarıdır.
Savaştan sonra İstanbul'a dönen Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış Savaşı hakkında hiçbir haber, bildiri veya yayın yapılmasını engellemiş ve Osmanlı halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllardan sonra öğrenebilmiştir. ''
haci timurtaş 2
İnsanoğlu bunu işit denince,
Dolunayım ay yerine gelince,
Şehitler ile hüzün Sarıkamış.
Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet, mekanları cennet olsun diyorum. Duygu yüklü dizelere teşekkürler. Kaleminiz daim olsun. Sevgiyle kalın.
TÜM YORUMLAR (17)