O yıllar Ankara’nın her yanı bağlar
“Şehit Osman sokak” bağlara bakar,
Bir akmaz çeşme var, bazan akmaz, bazan akar,
Yollar toprak çamur, insan bir batar bir çıkar.
Harp çıkmış dediler Çanakkale’de,
Yurduma göz dikmişti, yedi düvel de,
İnsanlar endişeli, gelecek belli değil.
Osman, babadan öksüz kalmıştı,
Anakadın’ın oğlu Osman on altısındaydı.
Bağda oynarken, komutanlar çağırmıştı.
Osman genç irisiydi, ona “asker oldun” dediler.
Osman gidecekti, vatanı için hazırdı canını vermeye,
Vatan bizimdi ölsek te vermezdik kimseye.
Osman, hayatının baharındaydı, ama gitmeliydi.
Vatan hizmet bekliyordu, vatanını müdafaa etmeliydi.
Kara trenlere katar katar asker yüklemişlerdi.
O günlerde gidenler, bir daha geri gelmezdi.
Anasının içine ateş düşmüştü bir kere,
Kınalı elleriyle, Osman’ına sıkıca sarıldı.
Oğluna son bir defa baktı, ümitsizce el salladı.
Osman çocuktu, ama harbe gitmişti Çanakkale’ye,
Ne istiyorlardı bu gavurlar, niye gelmişlerdi yurduma?
Vatan’ın toprağına, namusuna sahip çıkma zamanıydı.
Bu vatan’ın hazırdı evlatları, vatan için ölmeye.
Osman’a kısa bir talim yaptırdılar,
Düşmana karşı nasıl harp edilir anlattılar.
Gencecik askerimin eline tüfek verdiler,
Onu cepheye gönderdiler.
Ayağında anasının eliyle ördüğü çorap,
Sırtın da içlik, örgü yün hırkası.
Kursağında asker tayını, buğday çorbası,
Belinde küçük su matarası.
Osman, koşar adım gitti cepheye,
Önce, onlara siper kazdırdılar.
Yattı sipere, nişan aldı, başladı ateş etmeye,
Kaç düşman askeri öldürmüştü, bilemezdi ki.
Komutan “ölmeyi emretmişti” emir baş üstüneydi.
Mermiler havada bir birini dövüyordu,
Cehennem kurulmuştu sanki Çanakkale’ye,
O gün kara gündü, Osman’da şehit olmuştu.
Anzaklar bile getirilip, üzerimize salınmıştı,
Allah’a sığınılıp son topta düşmana yollanılmıştı.
Çanakkale yarılmış, haine mezar hazırlanılmıştı.
Haçlıların hevesi kursaklarında kalmıştı,
Zafer bizimdi, düşman yenilmişti.
Çanakkale mübarekti, geçilir/miydi?
Biz azdık, onlar çoktu, biz göğsü imanlı neferlerdik.
Vatanın iki yüz elli bin evladını orada şehit verdik.
Biz de öyle yürek vardı ki, düşmanımızı bile sevdik,
Çanakkale kanla sulandı da bu güne öyle geldik.
Askerler, Osman’ın künyesini getirdiler,
Anasının boş kalan eline verdiler.
Evde feryat figan ettiler, ama gene de
Sadece “ Vatan sağ olsun “ dediler.
Günlerce ne yemek yenildi, ne su içildi.
Sokağın çeşmesi akmaz olmuştu artık,
Sokağa “Şehit Osman Sokağı” adı verildi.
Buna “Şehit Osman’ın hikayesi” denildi.
Bunu bilenler anlatırken Osman’ı,
Gözlerden iki damla yaş gelir, hüzünlenirler.
Osman, fedakarlıkların en büyüğünü yapmıştı.
Yaşar Tandoğan Karabulat
Kayıt Tarihi : 29.6.2017 10:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not:Şehit Osman benim amcamdır.Hikaye tamamen gerçektir.
çok etkileyiciydi...hüzünle okudum...ruhu şad olsun..
Yaşar bey,
kutlarım sizi.
Selam ve
muhabbetle...
Ayrıca amcanız ve
bütün şehitlerimize
Allah'tan rahmetler
dilerim.
kaleminize sağlık sayın Karabulat...
Halen Vatan müdafasında onlarca şehit düşer bu toprağa...
'' Toprakları toprak yapan üstündeki kandır,
Toprak eğer uğrunda ölen varsa Vatandır''.......... M. Akif ERSOY
Kutluyorum Yaşar bey... Saygıyla...
TÜM YORUMLAR (4)