bir Mehmet'imi bir Mehmet'im almış omzuna
Türk Bayrağına sarılmış tabutuyla
şehit oldu Mehmet'im vatan için
vatan sağolsun annem diyor Mehmet'im
ağlama annem, ağlama sen
ölmedim say beni, şehitlik şerbetindeyim ben
şahdet şerbetindeyim anne, ağlama sen
bir daha gelsem dünyaya, anne ben
eğer acına dem vuracaksam senin
söyleyeyim sana annem, ağlama sen
asker oğlun şehit olmaya gelir yine bu dünyaya
şehitler ölmez garip anam, vatan bölünmez annem
Kayıt Tarihi : 24.2.2008 19:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Elbette okurum yazdıklarınızı.../ Keyifle...
Ama keşke siz de benim bu çalışmanızın altına (düşüncelerimin koşutunda olduğu için ve de uzun uzadıya yazı yazmaktan da kaçındığımdan; kolayıma geldiği için) eklediğim Ece Temelkuran'ın yazısını okusaydınız...
Burada önerilen/ önerdiğim tek şey savaşlara, ölümlere, akan kana her halükârda karşı çıkabilmektir...
Barıştan ve savaşsız bir dünyadan söz etmenin karşı çıkılacak bir yanı olabilir mi?
Nitelikten söz ediyorum!..
Nicelik değildir tartışma konusu.../
Ki; o zaman bu tartışmanın sonunu getirmek mümkün olmaz...
Tıpkı, yerleşik düzene geçen insanoğlunun o tarihten bu yana ürettiği gerekçeler ile hâlâ savaşıyor olmaları örneğinde olduğu gibi...
En başarılı komutan; savaşmadan / kan dökmeden savaşı kazanandır...
Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' önermesi de önemli bir referanstır...
Kan, demokratik kanallar (özellikle) kullanılmadığı ve (her iki taraf için de söylüyorum) savaş bezirgânlarının içine geldiği için durmaksızın dökülmektedir?...
Sebep sonuç ilişkileri üzerinde yoğunlaşmak ve çıkarımlarını bu prosesten sonra yapmak bir yazarın, aydının ya da duyarlı bir yurttaşın pratiği olmalıdır.../
Ham fikirler üzerinden ve yalnızca sonuca dayalı izlekler ile tartışmamak gerekir ki; bu çok da sağlıklı bir yöntem değildir...
Evet.../
Elbette ki bitecektir bu savaş...
Ama ya sonra?
Yeni savaşların olmayacağının garantisini kim verebilir? // Annelerden başka?
Yazı; bu sorunun ve yanıtının yazısıdır...
Barış dolu bir dünya diliyorum.../
Tüm insanlığa...
Çiçero’un söylediği gibi; “En kötü barış, en iyi savaştan iyidir!..”
Saygılarımla...
Gazeteci-yazar Ece Temelkuran, Türkiye'de ölüm kültürünü yücelten söylemlerin kırılmasına örnek olarak, bir asker annesinin 'benim çocuğum neden öldü' sorusunu gösterdi. Temelkuran, çatışmalarda yaşamını kaybeden asker annelerinin 'Evlatlarımızı vatana feda etmiyoruz' sözlerinin Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcı anlamına geldiğini belirtti.
Dicle Haber Ajansı'nın (DİHA) sorularını yanıtlayan Ece Temelkuran, ölüm kültürünün sona ermesi için hesap sorulması gerektiğini ifade ederek, 'Şiddeti ancak anneler durdurabilir' dedi. Annelerin sözlerinin bedellerini ödediklerini belirten Temelkuran, acının dilinin tek olduğunu belirterek, şöyle dedi: 'Bu dille acılarımızı ortaklaştırabilir miyiz? Ortak bir bilinç düzlemi kurabilir miyiz? 'Senin acım benim acım, benim acım senin acın' en basit şekliyle söylüyorum. Böyle bir dil kurulursa, biz bu ülke için yeni bir damar açarız. Bu ülkenin tüm sorunlarının çözümünü bu damardan ortak bir dil üzerinden çözebiliriz.'
'Linç kültürü yaratılıyor'
Annelerin 'benim çocuğum neden öldü? ' diye hesap sormaya başlamasının yeni bir başlangıç olabileceğini ifade eden Temelkuran, 'Ama bu başlangıç, Türkiye'deki yasaklarla, tabularla engellenmeye çalışılırsa, anti-militarist bir hareketin başlaması mümkün olmaz.' Türkiye'de bir düzlem kayması olduğunu vurgulayan Temelkuran, linç kültürünün normalleştirildiği ve ödüllendirildiği, muhafazakarlığın faşizmle birleşerek, herhangi bir siyasi seçeneğin kalmadığı bir düzlem kayması yaşandığını söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir' sözlerini kendisinin de eleştirdiğini ifade eden Temelkuran, 'Fakat sonradan dönüp baktığımda, şunu düşündüm; Eleştirilmesi en kolay olanı eleştiriyoruz. Yani bu ülkede bu meseleleri Recep Tayyip Erdoğan başlatmadı... Şehit anneleri aynı şeyi başka muktedir iktidar sahiplerine söylemediler. Orduya söylemediler. Bunu sormak lazım. Biz bu işlerin hesabını kimlerden sormalıyız? ' diye konuştu.
'İrademizi dile getirmeliyiz'
'Hesap sorulacak kurumların kimler olduğunu birlikte bulacağız' diyen Temelkuran, şunları söyledi: 'Bu savaşı durdurmak istiyoruz. Kürt sorunun çözmek istiyoruz. Memleketteki siyasi İslam meselesini çözmek istiyoruz. 'Bu sorunları çözmek istiyoruz' iradesinin sivil insanlar tarafından, kitlesel olarak dile getirilmesidir. Kürt sorununda her iki tarafta da militer çözümü kimler yukarı taşıyor ve şiddet yanlısı çözümleri kim dayatıyorsa, bunlardan hesap sormak gerekiyor... Çünkü anneler konuşmaya başlarsa, onların konuştuğu yer sözün anne sütüyle yumuşatıldığı bir yerdir. Hikayelerin olduğu gibi anlatıldığı bir yerdir.
TÜM YORUMLAR (3)