Komutanım! Eğer şehit düşersem;
Anam, naşın geldiğini görmesin.
Haberi babama gizlice verin,
Gözlerinin dolduğunu görmesin.
Söyleyin; odama koysunlar naşı,
Gelene-gidene dağıtın aşı,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gerçekten çok güzel bir şiir çalışması olmuş. Emeğinize, kaleminize sağlık
Offffff Offfff Offfff okumaya yürek dayanmıyor...
Ya yaşamak??? Offfff... Allah'ım sabır ihsan eyle...
Yürek dayanmıyor fakat bu tür şiirlerin yazılması hepimizin görevi...
Hocam, bu nasıl bir tasvirdir, nasıl hissetmek, nasıl yaşamaktır? Yanındaymişsiniz gibi sanki... Evet tüm bunlar yazılmalı hece hece, aksı hâlde; 'hafıza-i beşer nisyan ile malûldür' unutulur unutulur...
Kin güdülsün anlamında değil elbette; neler feda edildiği bilinmeli...
Ve... Büyüklüğüne köklülüğüne yaraşır kalmalı...
............
.................
Rüzgârın şiddetinden sarsılırken gökkubbe
Kökleri derinlerde sağlam durur çınarım...
Kopsa da yaprakları, hırpalansa dalları
Kâfi gelir sarmaya tüm evreni, kolları...
Eğilir yüksek dağlar ufalır kayaları
Bir geniş asfalt olur açılır sarp yolları...
.............
( Devamını Almadım )
Metanet Yazıcı //
Muhterem Hocam, duyarlı yüreğinize sağlık diliyorum, malum dertlerin dışında dert görmeyin, bu acilarla kalalım. Başınız/Başımız sağ olsun...Vatanımız Baki Kalsın.
Saygılarımla...
________
Duyguların tercümanı, duyarlı yürek.Ayakta alkışlıyorum, göz yaşlarımla..Tam puanımı kabul buyrun****************************
TEBRIKLER SEVGILI SAIR....DUYGULAR SEL OLMUS AKIYOR ADETA
Oy Mehmedim
Oy Mehmetçiğim
Dilim seni söyler
Yüreğim sana atar
Sanma tuzum kurudur
Gözüm uzaktan bakar
De ki geleyim
Yoluna yoldaş olayım
Canımı canına katayım
Bastığın toprak olayım
Alnındaki terin
Damarında akan
Al kan ben olayım
... Şehidimi unutmayan unutturmayan dostlar sağolsun. var olsun. Saygı ve selamlarımla
Yüreğinize sağlık
Tebriklerimle üstad.
Muhterem Üstadım ve aziz karedeşim.
Yanan yüreklerimizin sesini Şehidimizin diliyle öyle bir dökmüşsün ki mısralara.. Ağlamamak mümkün mü. Rabbim şehitlerimizin ana babalarına ve tüm milletimize sabır ihsan etsin. Menfur elleri ve yürekleri kahr-u perişanb etsin ve bu aziz milleti bu beladan kurtarsın.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
Usta kaleminizi kutluyor esenlik diliyorum.
Ne demeli usta, kime ağlamalı,
Öylesine de alıştırdılar ki, ha bir genç şehit düşmüş ha 100 lük bir dede ölmüş. İŞte en acısı bu...
ASKERDE ŞEHİT DÜŞEN
MEMEDİN AĞIDI
ANASININ AĞLADIĞIDIR
Sıra sıra gelir şehitler
Bir çare bulmaz zahitler
Adam deyip seçtiklerim
Bu mu verdiğiniz vaatler
Giderken davul döğerdi
Ana oğulu överdi
Dostları şöyle dursun
Düşmanını severdi
Memedimin bağrı yanık
Son nefeste yârin anık
Kara haber tez ulaşır
Kâğıdının ucu yanık
Alkanları yere akmış
Ölürken güneşe bakmış
Komutanın zamanı yok
Kâğıdının ucun(u) yakmış
Peş peşe gelir şehitler
Analar yakar ağıtlar
Yüreğim yanıyor aney
Hiç kar etmiyor öğütler
Haber gelir çıfıt ile
Karşılanır ağıt ile
Anasına haber gelmiş
Ucu yanık kâğıt ile
Dağlar dağlara dayanır
Düş görüp anam uyanır
Akşam haber almış idi
Sabah oğulsuz uyanır
Dediler geldi oğlunuz
Melekle doldu avlunuz
Sevdalısı ağıt yakar
Der böyle miydi gavlimiz
Ana gibi kimse yanmaz
Böylesine can dayanmaz
Uykusuna kıyamazdı
Uyan oğul der uyanmaz
Ağıda gelin ağıda
Anası hayrın dağıda
Dağlara sığmayan yiğit
Nasıl sığar bir kâğıda
Esti de sam yeli esti
Tetiğe cin eli değdi
Böyle yazgı olur mu
Bize kimin dili değdi
Haber geldi anasına
Dokunamam yarasına
Yüz bin destan yazsam azdır
Kaşlarının karasına
Kan içinde kan içinde
Her yanları kan içinde
Memed gibisi varmola
Köyde onca can içinde
Kurşun oğlun yok mu senin
İşçilerin tok mu senin
Kan içerek doyulur mu
Din imanın yok mu senin
Yanası dağlar yanası
Nasıl dayansın anası
Böyle gelin görülmüş mü
Kanla yakılan kınası
Hani perçemleri hani
Parça parça yarı yanı
Düşmanları doyurdu mu
Memedimin akan kanı
Yavuklusu dama çıkar
Çıkıp da dağlara bakar
Ellere soğan acısı
Ateş düştüğ(ü) yeri yakar
Memmedin gözleri üzüm
Adına türküler düzün
Karanfil sandım yarasın
Hiç çiçek açar mı güzün
Düşman ataşı harlamış
Kurşun döşünde parlamış
Kardeşleri can derdinde
En az bir saat hırlamış
Kem gözlerden sakınırken
Dokunmaya çekinirken
Nasıl yatar taş yastıkta
Yün döşeğe yakınırken
Dala baykuş konmuş şimdi
Umutlarım sönmüş şimdi
Gözleri ışıl ışıldı
Bakışları donmuş şimdi
Kuşun gelip onu buldu
Can havliyle otlar yoldu
Anasının bir tek oğlu
Elleri koynunda kaldı
Ana kalkmaya erinir
Bu ne iş diye yerinir
Dağda taşta duvarlarda
Gözüne oğlu görünür
Dağlar dağlara dayanır
Gün doğar herkes uyanır
Bana derler sabret bacım
Buna yürek mi dayanır
Sebep olan sebep olan
Benim yürek kebap olan
Kapıcıkları kapansın
Bu acıya sebep olan
Ana çıkamıyom gardan
Medet yok gardaştan yardan
Tam meyveye duracakken
Sam yeli vurdu bahardan
Saklamaz dağın meşesi
Dalına hazan düşesi
Bir Memet vurulma ilen
Biter mi köyün neşesi
Yağmur yağar sicim sicim
Gördüğümle azar acım
Ölenin öldüğü kaldı
Ölen senin benim necim
Efene gülüm efene
Gelin konmaz ki kefene
Yere göğe sığmaz idin
Nasılda sığmış kefene
Uyar mı bize uyar mı
Kan il karın doyar mı
Geride kaç yetim kaldı
Yoksul yoksula kıyar mı
Baldan tatlı baldan tatlı
Benim yavrum baldan tatlı
Seninki benimki yok ki
Herkesin oğlu kıymatlı
Kan kusuyor kan kusuyor
Namlular mermi kusuyor
Kardeş kardeşe kıyar mı
Can çıkmıyor kan kusuyor
Başına varıp oturdum
Görünce aklım yitirdim
Kurşun yuvan parçalansın
İnsanlığımdan utandım
-Nasıl dindir nasıl iman
Vurun diye gelir ferman
Bir ekmeği bölüşürken
Vuruldukça olduk düşman
-Namlıdan ateş savrulur
Değer de saçım kavrulur
Yaşam da ayakta gerek
Yiğitler bir bir devrilir
-Kurşun gelip canım aldı
Ana acı haber saldı
Kardeş kardeşi vuruyor
Oğul kız arada kaldı
Arkamızdan göz ederler
Karanlıkta iz ederler
Koyun koyunun izinde
Yalanları öz ederler
-Kurşun oğlun yok mu senin
Patronların tok mu senin
Kan içerek doyulmaz ki
Din imanın yok mu senin
mahmut nazik mersin
Bu şiir ile ilgili 78 tane yorum bulunmakta