Her sabah,
Titreyen ellerle okula doğru el sallardım sana oğlum.
Eskimiş,
Artık yırtılmaya yüz tutmuş
Bir çanta taşıyordun.
O çantayı taşıyan eller,
Artık büyüdü.
Ve bir sabah,
Askere doğru el salladı titreyen ellerim.
Alnından öptüm.
Ayrılığın getirdiği bir burukluk sardı içimi.
İşte o an,
'Ağlama anam. Sen asker anası oldun, ağlama.' demiştin.
Tesellisiz hüznümü içime gömdüm.
Son yolculuğunmuş, bilemedim.
18 Mart sabahı,
Sokakta acı haykırışlar..
Bir gururla, hıçkıra hıçkıra ağlayan,
Karşı ki sokak komşu Havva Nine.
Ellerini dizlerine çırparak
Ağlarken gördüm onu.
Meraklı bakıslarla
'Neler oluyor? ' diyebildim.
Kimse birşey demedi.
Havva Nine:
'Kan döküldü evladım, kan.' dedi.
İçi yanıyordu besbelli.
'Mehmetçikler toprağa karıştı,
Savaş kazanılmış, torunum kurtarmış torunum' sayıklıyordu.
Bir gururla ve bir acı hüzüne bürüldüm.
Ellerim titriyordu.
Analığın verdiği telaşla seni düşündüm.
Seninde bedenin kara toprak olmuş mudur?
Gündüzler geceleri kovaladı.
Su gibi geçen zaman,
Artık bitilmez bir tünelin başlangıcıydı sanki..
Yapacak tek şey beklemekti.
Günler öyle böyle geçti geçti ama
Gecelerde kaçamadım oğlum.
Cok geçmeden
Havva Nine'nin yıkılışından beter oldum.
Hani Ahmet'in babası varya Sami Amca.
Haber verdi şehit düştüğünü.
Ağlayası bir isyan.
Seni gönderirken
'Ağlama. Asker anasısın' demiştin ya,
İşte yine aynı basamaktayım.
Ben şehit anasıyım nasıl ağlamam?
Kimlikleri belli belirsiz
Elli yiğit genç, vatan için canını vermiş.
Buna hangi ana ağlamaz?
Sen, vatan için can vermiş mehmetçiksin.
Osmanlı terbiyesiyle yetişmiş bir şehitsin.
Vatanı kurtaranlardansın.
Sen, benim oğlumsun.
18.03.2007
Müge Nur SaçıntıKayıt Tarihi : 3.6.2009 19:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!