Bir gün telefonla gelir bir haber
Oğlunuz şehit oldu dendiği zaman
Ana, baba, eş, dost bilmem ne eder
Şehit oldu oğlunuz dendiği zaman
Tak tak diye çalarlar kapı açılır
Dışarıdan içeri matem saçılır
Sonra birer birer yere düşülür
Künyesinin biri verildiği zaman
Askerler omzunda gider tabutlar
Al bayrak içinde yatar kuzular
Feryad figan eder eşler, analar
Şehitin tabutuna sarıldığı zaman
Kör bir kurşun geldi beni yokladı
Gitmedi hep yanımda beni bekledi
Girdi içime de kalbim dağladı
Ateş gibi içimi yaktığı zaman
Arkada kalır yarım hayaller
Tabutu götürmek için uzanır eler
Açılmamak üzere kapanır gözler
Bu can bedenimden çıktığı zaman
Son defa sarıl bana öp beni yârim
Can vermeden görmekti sizleri derdim
Şimdi cenneti alaya uçar giderim
Al bayrak içine sarıldığım zaman
Kırmızı bir gül koy tabut üstüne
Dimdik ayakta dur düşman kastına
Al bayrağı örtün gayrı üstüme
Tabutun içine konulduğum zaman
Damla damla akarken kanım taşlara
Gözüm hala bakar gelen düşmana
Takatim kalmadı karşı koymaya
Sırtımdan kurşunu yediğim zaman
Sakın öldü demeyin şehitler ölmez
Ben ölü değilim kâfirler bilmez
Sen benim gülümsün içimde solmaz
Belki ağaç dibinde belki taşlarda
Bedenim bulunur meçhul mezarda
Taptaze duracak sevdan canımda
Elinde kırmızı gül gördüğüm zaman
Kayıt Tarihi : 1.2.2015 20:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hakan Gök](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/02/01/sehit-120.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!