Bir örüntüye bakıyorum yanımdakinden habersiz
Sonra define haritasına dönüşüyor hafsalamda
Yanımdaki kazma küreği hazırlamış bile
Hay da! Yalnız düşünmek bile yasak bu şehirlerde!
En seyrek istisnalar bile beşer onar
Yalnızlığını yitirdikçe yalnızlaşıyor insan
Benzerlerine rastladıkça
Yalnızlığının farkına varıyor
Farkına varmanın bile yalnızlık gibi bir bedeli var bu şehirlerde
Herkeste bir koşuşturma
Hiç duran, durup düşünen göremezsin
Durup düşünenin vay haline
Cebi doluysa hele!
Cebin her hali tehlike bu şehirlerde
Bir kavgan mı var falancayla
Boş bir alan bulamazsın kozunu paylaşacak
Erkekseniz teker teker gelin diyemezsin
Şöyle ciğerden gelen bir sesle
Çünki kavga sayısını çoktan aşmıştır insan sayısı
Adam gibi dövüşemezsin bu şehirlerde
Öğrensen bile yemek masası nedir, peçete nedir
Çatal bıçak nedir görsen de
Helal bir lokma bulamazsın
Öğrenmeni tatbik edecek
Her zerresine haram bulaşmış bu şehirlerde
Ve sen hala öldürmeye niyetliysen birilerini
Korkup kaçmak köylüye yaraşmaz
Ama bana soracak olursan
Beni kurtarabilmek için önce sen ölmelisin
Sen kurtulmalısın önce sevgili şehirli
16:09 28.02.2005
Abdullah KaradağKayıt Tarihi : 7.2.2012 11:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir 2005 yılında poeturka şiir grubunda Şükrü Erbaş'ın 'Köylüleri neden öldürmeliyiz? ' şiirinin paylaşılmasıyla başlayan edebi bir münakaşa sırasında yazılmıştır. Bir şiir tartışmasını düz yazıyla devam ettirmenin anlamı yoktu.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!