Çığırtkan bir zaman bu;
yorgun insanlığın gölgesinde uzayan bir çağ.
Acımasız zaman, çıkmaz yollar…
Birbirine benzer gibi duran
ama içten içe birbirini tamamlayan
tuhaf bir yazgıdır hepsi.
Meskeni insan olan şehirler,
her adımın, her nefesin tanığıdır.
Bir ömrün ağırlığı,
bir yaşamışlığın gölgesi
sokak aralarına siner,
duvarların susuşuna işler.
Bacalarından hüzün tüter bazen;
bazen de sığmaz insan kalabalığına,
bahar gibi serpilmiş düşlere dar gelir o şehir.
İnsan ve şehirler;
rüzgârın sustuğu kıyılarda
hüzünlü camlarına sardunyalar açtırır.
Öyküsünü bilmediğin saklı yürekler,
ay ışığının perdeye vuran soluk çizgisinde
sessizce kendini ele verir.
Deniz ve şehirler tanıklık eder o vakit:
Kimsesiz çocukların ürkek gülüşlerine,
dokunulmamış düşlere,
aynanın buğusunda kaybolan hayallere.
Bir dilek tutup iliştirdim bu şehre;
gecenin derin sessizliğine bıraktım nefesimi.
Tenim ürperdi…
Kayan bir yıldızdan
soluksuz, uzun bir yol diledim kendime.
Yağmur yüklü mavi umutlarıma tutunup
seyre daldım bu şehri.
Perdeler açılsın istedim;
gün ışığı hüzünsüz yüzlere değsin,
içimdeki karanlık küçülsün.
Uyansın bu şehir yeniden;
rüzgârın sustuğu kıyılarda,
yorgun düşmüş insanlığın sesinde
bir kıvılcım olsun diye…
Yağmur yüklü mavi umutlar,
toprağa düşen bir cemre gibi
insanın içine işlesin diye…
02.12.2025
~ Gülay Özdemir ~
Kayıt Tarihi : 2.12.2025 17:47:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şu zamandan hem şehirler yorgun, hemde insanlar. Yorumu okuyan değer katan yüreğiniz'e bıraktım:))




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!