Şehirden Uzak, Gerçeğe Yakın

Gitsem
Miras bıraksam sözlerimi
Peruklara, saçlarımı
Ayak basılmamış bir ormanda
Oturup manzarayı seyretsem
Kaçsam
Şu ışıldaklı hayattan kaçsam
Billboardlar ve disko topları
Zaman zaman şehirdeki beton kokusu
Kalbi yanan insanların dumanlarını
Solumasam
Ya da onlardan biri olmasam
Teknoloji!
Her yerde
Teknoloji!
Yıldızlarla aramdaki perde
Teknoloji!
Din göklerde
Teknoloji!
Dopamin reseptörleri nerede?!
Bilmiyorum
Ama şunu biliyorum:
Yirmi dört saat verilen insan...
...elbet gelişmeye programlanmıştır
Hadi biraz da şehirleri gezelim:
Gitsem
Virane virane gezsem
Arkama elektronikleri bıraksam
Terziye, gözlerimi; bu dehşet manzaradan sonra
Fabrikaya çin tuzlarını bıraksam
Gezmek için ömür gerek insana
Bu tabela da ne böyle?
"Ölüm: 67km"
Her neyse.
Tattın mı sanayinin kirli ellerini?
Boyahanelerde boyandın mı hiç?
İçlerinden yürüdüm
Eve geç gitmelerin
Sonra bir mezarlığa vardım
Sessizdi, nedense
Şehrin gürültüsü hakim değildi
-Selamünaleyküm
-Aleyküm(burada ne yapıyor)selam
-Yataklarınız rahat mı?
-Hayattayken nasılsa tam tersi...
Ölülerin feryatları
Birkaç yâsin
Birkaç da foya
Mezarlık, tam kafa dinlemelik yer
Ölüm!
Sessizdir
Ölüm!
Gözyaşlarında saklı
Ölüm!
Şehirden uzak
Ölüm!
Gerçekleri hatırlatır
Şehirden kaçmak bi' yana dursun
Ölümden kaçmak isteyenler vardı
Bense geri aldım
Miras bıraktığım sözlerimi
Peruklardan, saçlarımı
Terziden, gözlerimi
Fabrikadan, çin tuzlarını
Gözlüğümü taktım
Ve baktım
Mezarda yatan, gerçekten onlardı