Denizin şefkatle okşadığı kıyıların
Renge renk veren güneşin
Çıplak bir kadının beline dökülen saçlarını andıran şelalelerin
Ölümü hatırlayalım diye her sokakta karşımıza çıkan
Her milletten güler yüzlü yaşlıların
Sokak sanatçıların,seyyar satıcıların,işçilerin...
Ekmek derdinde ki bütün insanların
Aşıkların,keşlerin,ayyaşların...
Hiç biri umurunda değil bu kadının.
Ne senin bir ruhun varmış ne de insanlarının
Boşver sen onu,bana sorarsan
Konuşan sadece bedeni,ruhu başka şehirde onun
Başka bir şehir ve başka bir adamda gönlü
Belki adamın içindeki şehirdedir...
Bilmiyorum...
Sen eyy eski zamanların cenneti
Ne yapsak,ne etsek olmuyor
Ne seni sevecek ne de beni...
Karanlık çöktü yine çığırtkan sessizliğiyle
Ayın yakamozu düştü denizine
Hadi yak ışıklarını görünsün güzelliğin
Bir kuyumcu vitrini gibi olsun uzaktan
Kıyıların,sokakların...
Bu gece seninle sevilmeyen güzelliklerimize içeceğiz
Aşıklarından bilirsin rakıdadır aşkın panzehiri
Hadi tokuştur kadehleri,çınlasın sokakların
Sevmeyen benim gibi olsun senin gibi şehri...
Desene kimseler sevmeyecek artık seni...
Yılmaz AkdenizKayıt Tarihi : 14.12.2013 15:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!