Uğramadığım cadde,
Adım atmadığım sokak,
Çalmadığım kapı, kalmadı bu şehirde..
Sana benzeyen tanıdık bir gülüş aradım tanımadığım yüzlerde..
Kaldırımlardan çıkardım bu zamansız ayrılığın hıncını..
Yollara döküldü avare yürürken, yüreğimin parçaları...
Bu ayrılıktan önce bilmezdim, gidişlerin bu kadar acımasız,
Kalışların bu kadar çaresiz olduğunu...
Bütün şehir ağladı halime, lanetledi yokluğunu..
Kucakladı beni sessiz karanlıklar, yüreğimi umutlar avuttu..
Çare olamadı şehrin kalabalığı, buz soğuğu yalnızlığıma,
Senden sonra yalnızlığım sevgilim oldu...
Kaç kere ağladın sen sokak lambalarının altında saatlerce..
Koştun mu hiç sebepsiz yere yollarda, gücün yettiğince..
Özledin mi geceyi, sırf kimse görmeden ağlamak için..
Kızdığın oldu mu hayata, bir ayrılığı yaşattığı için..
Bir daha gelmeyeceksin biliyorum, aramayacaksın beni..
Hani olursa ararsan tren istasyonlarından sor halimi..
İstasyonlardan, seni beklerken nasıl sabahladığımı öğren..
Ve yaşlı gözlerimin uzaklara nasıl dalıp gittiğini...
eksik yazı var
Sezin ÇelikKayıt Tarihi : 22.4.2008 13:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sezin Çelik](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/22/sehir-ve-ayrilik-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!