Uzaklığın, yakınlığa denk olduğu bir yer var
Korsan düşlerle büyütülen çocukların yaşadığı
Yağmurun sere serpe yıkadığı kumlarla dolu
Işıkları bir yanıp, bir sönen surlu şehir…|
Birbirini kesmeden uzanan ve dağılan patikalar
Uykusuzluğu ayaklar altına alan kent ıslaklığı
Dilsiz gövdelerde aşk tüketen hayatların
İnzivaya çekilen gelmiş geçmiş zaman aralığında
Bu şehir, bu kaçıncı esarete gebe. |
II-
Yüzünü rehin bırakan bir azizenin elleri
Uzanır, azrailin gelmesine bir adım kala
İç parçalayıcı bir ses ve bir nefes gibi
Göklerden inercesine inletir geceyi. |
Bu şehir muhacir sevdaların hüznünü dokur
Ve İsa’nın havarileri kadar sessizdir
Yorgun ve soğuk yalnızlığın boşluğunda
Titreyen çocuklar gibi annesizdir. |
III-
Gidelim gel, iki kişilik suskunluk yaratalım
Sonra yağmurlar başlasın bir bahçede
Gece ayaklarımıza kadar yığılsın
Uykunun yorgun aralıksızlığında
Adressiz ve kimsesiz meczup yürüsün. |
Yürüyelim çürümüş kabuklar üstünde
Zaman zakkumları üzerimize devşirsin
Acısını kimseye anlatmayalım yalnızlığın
Asılmış bir adamın çığlığını duyurmayalım
Tutup kaldıralım ayak uçlarından ahdimizi. |
Arif Olgun Yeşilyurt
Kayıt Tarihi : 18.8.2017 15:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!