Bu şehir dünden beri karanlığa büründü
Gün/eş,kayboldu bulutlar arasında aniden
Gök bir gri bir kara bir karman çorman
Saklambaç oynarken kapattığım gözlerim,
Açtığımda geleceksin beklemesinde ümitsizce
Açsam aniden,sağa sola baksam,
Sen yüreğimden çıkıp sobelesen,
Oyuna doymasak,yeniden kapatsam,
Ben sayarken içimden,
Hınzır bir öpücük kondursan dudak kenarıma,
Rüzgarı arkasına aldığınsan pupa yelken giderken
Ilık bir meltemi kucaklarken sevdanın kışında
Hızla geçen ömürde üstüne düşen göktaşları
Gecede yıldızların içinden seçilip serpilip göz kırpmaları
Gün/üm sen zamanları an be an isterik
Saçlarına taktığım düşümde kır çiçekleri,küskün
Solan resimler üstüne yazdığım şiirler
Kabusu düşümden uyandırıldığım sevinçlerim
Ucundan tuttuğumu sandığım çocukça gülüşlerim
Yarda yandı bende yandı,harlandı umutlarım
Köşe bucak kaçıp giderken yıkık kentlerden
Enkazını deşelemekte akbabalar günlerce
Vakit,kızıla kesiyor,alacakaranlığa yakın hislerim
Karşıdan pencerelerden yansıyan grubun son renkleri Salacak’ta
Kız kulesi açıklarında bir tekne batıyor sevda yüklü
Harem açıklarında çarkları homurdanıyor ayrılık feribotunun
Çamlıca’da akşam sefasında kahveye fal baktırmakta küskün sevdalı
Modanın çay bahçelerinde aşkın kitabını yazan yalnızlar
Sarayburnu’nda tren yolunda surlar dibinde sokak otel misafirleri
Sultanahmet’in çiçekleri arasında kalmış boynu bükük dallarını eğmiş güller
Sarıyer sırtlarından salası okunmakta,yetişir ikindiye
Sen şehre küstün,şehir kendine,helvası karılmakta.
Ah o şarkılar hüznünü katık ettiğim aşkıma
Esintisinde baharın esip de geçer ciğerimde bir ok
Ve yalnızlar limanında bom boş bekleyen sefersiz gemiler
Şehre küserken şehrin içinde şen şakrak destan yazan aşık
Aşkı muhabbetle meyinde son yudumlarını zehri sefaya kaldırmış
Derdi kederi,kasvetin en dibine girmişte çıkmamacasına batmış
Hayret ışıklar yandı gibi şehir üstüne derken,karanfil kokusu
Karışmış tüm telaşlar düne bugüne yarına,elde var sensizlik
Bu şehir üç günde unutulacak kadar mı rengi soluk,
Bu şehre ansızın çekip gidecek kadar mı nefretin
Hani şarkılar yazıp,resimler çizip sokaklarını keşfedecektin
Hani uzaklardan baktığında hayrandın her köşesine
Bu şehre mi inadın,şehrin duruşuna mı kaçışın korkakça
Haydarpaşa önlerinde bir gemiden inleyen gecenin hüznüne şarkılar kucak açmış
Bilmem hala oralarda mı yanan Heybelide çam ağaçları kokusu,
Kaşık adasına doğru yol alan yelkenlide aşkı tende bulmuş insan dokusu
Of ki of,aylardan Şubat ve mevsim belirsiz kış mı yaz mı günlerdir
Fal tuttuğun şarkılar hep gidişin anlatır,bir gece ansızın gelmez sevgili
Dilde son mektubunda yazılmış hasret dizeleri
“ Bu günler sende kaldım
Lal oldum küste kaldım
Gül oldum dalda kaldım,
Ömrüm ilk sana yandım”
Şehre mi küsmeli,şehirden mi gitmeli,
Akmışken pınarından içmediğin,sokaklarından geçmediğin
Denizinde dalmadığın,lodosunda esmediğin şehri unut
Kaldırım taşlarında gözyaşları hala kurumamış,
Martılar artık uçmuyor vapur peşlerinde yorgun,
Denizde dalga kalmamış öylece şaşkın durgun
Şehrin zabitleri kaçak arıyor trenlerde
Mahkumu küreğe çarptırılmış şehir aşıkları kaçak
Hala oyunda yüreğim,sımsıkı kapanmış gözlerim ağlamaklı
Kırk sekiz, kırk dokuz, elli,sağım solum sobe,
Ne sen var ne Gün/eş
Ne senden hatıralar
Üç günde unutulmuş
Şehir karanlıklar altında
Yoksun.
Mozan-Muharrem Araz
11/2/2007
Kayıt Tarihi : 11.2.2007 17:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muharrem Araz](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/11/sehir-karanlik.jpg)
Bu şehre ansızın çekip gidecek kadar mı nefretin
Hani şarkılar yazıp,resimler çizip sokaklarını keşfedecektin
Hani uzaklardan baktığında hayrandın her köşesine
Bu şehre mi inadın,şehrin duruşuna mı kaçışın korkakça
eminim giden yalnızca bedenini götürmüştür..ruhsa bu şehirde esir..
sevgiler selamlar
saygılarımla:
rr.akdora
kıvamında,keyfi çok,daha ne olsun,yüreğine
sağlık sevgili dostum...
sevgiler...
TÜM YORUMLAR (16)