Şehir Efsaneleri Şiiri - Nurettin Durman

Nurettin Durman
18

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Şehir Efsaneleri

Yağmurda yürümek yüzünden oldu bütün bunlar
Islanmış kirpiklerinden başlayan gözlerindeki ışıltı
Hayatı anlamlı kılan halinden memnun bir işaretle
Şehre bir münadi geldiğinde açardı kendini ancak.

İçi kıpır kıpır olunca insan seviyor yağmuru elbet
Seviyor sevdiğiyle yürümüşse yağmurda eğer
Yalnız sokaklar alıp götürür kaygısız bir cesaretle
Sokak lambalarının cılız ışığı altında yürüyen
Ne ki kalbinin atışlarını raptedecek ne varsa
Sermest bir bakışla buluşturan hesapsız geceden.

Şehir dedim, havasını soluduğum, suyunu içtiğim
Sokaklarını arşınladığım hasretini çektiğim ey
Sevgiliyi bir çarpıntı olarak içime çökerten kaderim
Burada bir yağmurdan söz etmek az gelecek elbet
Elbet kızıl bir şafaktan çıkaracak başını güneş
Doğacak oradan başağın anası olan tohum.

Yüzünde bir masumiyet halkasının zikri varken
Göründüğünde zevalin olduğuydu vaktin adıydı
Adına kurban olunandı, kerbelaydı, acıydı, yalnızdı
Rabbinden alandı gücünü; gücünü bağışlayandı
Yıkılaydı saraylar, yıkılaydı gönüldeki korkular
Kanardı toprağın kanı; kanardı gönüldeki yaralar
Hüzün çökerdi yüzlerine hemen ağlaşırdı kadınlar
Kadınlar ki evet onlar bir çağı tutarlardı göğüslerinde
İnanan kadınlardı aşkı masumiyet cilvesinden çıkarıp
Apaçık sunarlardı semaya, yeryüzüne, alemin alnacına
Ki korku bile tutamaz olurdu erkekleri yere düşerken.

Bunu ızdırap veren bir edayla söylüyorum; üzgünüm
Başımda kavak yelleri estiğinde farkında olmadan
Şiir gibi bir kapıdan girerken hayli çetin bir işin
Üstesinden nasıl gelebilirim diye düşünmemiştim
Üzgünüm; isteyerek olmadı hırçın olduğum günler
Üzgünüm; aşkın kapısında beklemekten yoruldum.

Su bile vermediler ihanetlerini haykırdılar adeta
Toprağa düşen kan mübarek bir hayatın içinden
Öyle yazık oldu ki yazıldı bir defa gönül defterine
Artık kıyamete varır gene de dinmez bu gözyaşı
Bunu şehire dedim. Beni sakladığında gözlerinden
Gözyaşı olarak aktım da kimseler farkına varmadı
Şehirlerin anası bildi yalnızca çaresizliğimi
Yalnızca sığındığım yalnızlıkta kaldı hasretim.

Bunu aşkın yangınında gördüm ateşi gördüm
Dönüşü olamazdı artık çıkılmıştı yola bir defa
Burada aşk masum bir yakarıştan doğmuştur
Hüznün sadağında bekleyen öyle bir sabırdır ki
Arşı âlâya yükselmiştir lahuti inleyişleriyle
Ağlayan kimdir gönlü viran olan kim?

Kendini fenaya buladı da yok oldu sanki deryada
Cismi varken meydanda kendi bildi kendini
Erdi makamına ancak öyle buldu kendini
Ki anılsın kıyamete kadar ismi dünyada.

2 ekim 2006 – 23:14

Nurettin Durman
Kayıt Tarihi : 10.10.2006 20:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Arş-ı ala'nın manası, yüksek taht demektir ki, bu misli benzeri olmayan bir tahttır. Yani: Allah'ın kainatı altı günde yarattıktan sonra üzerine istiva edip/kurulup sekiz meleğine taşıttığı ve de kainatın içindekileri onun üzerinden yönettiği tahtının adıdır Nureddin bey kardeşim. Ayet-i kerimelerin beyanlarına göre, oraya ancak Allah'ın "Tayyip" dediği kabule şayan kelimeler yükseltilir ki, Bunlar da, Kur'anın muhkeme ayetlerine ve Resulullah-s.a.v-,in sahih hadislerine muvafık bir tarzda söylenmiş sözlerdi. Aşk tabiri ise, Ne Kur'anda ne de sahih hadislerde yer alan bir kelime değildir. Bu tabiri İslam'ın teessüsünden asırlar sonra tasavvuf denen felsefeyi ihdas eden kitap, sünnet bilmezler uydurmuştur. Manası ise: seven kişinin sevdiği kişiyi- tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan canlı ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir. Kur'an ve sahih hadislerde fıtri, makul olan "Muhabbet" ve "Hub" tabirleri geçer.

    Hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah

    aşkın bir suret olarak gezdiği söylenir şehirde
    yıldızlara mihman olduğu var sayılır sevgili kalplerinin
    biraz endişeyle bağırmaya kalkışsa bir serçe
    üstüne hemen gül kırıkları serpildiği rivayet edilir

    bu
    bir şehri
    bir kutsal karganmışlıktan ayırdeden
    en değerli yıldız kaymasıdır esasen..

    @..

    Cevap Yaz
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu

    sayın NURANİ

    sevgili kardeşim

    beni kaale aldığınız için teşekkür ederim..zira ben şair değilim..yazmayı ve okumayı sevdiğim için burdayım..açıklama boçluyum ve yapacağım..

    'Bir şefkat ikindisi karşılaştılar, ( 'Allah aşkına Bir şevkat ikindisi diye' bir cümle var mı? ya da ne demek olduğunu anlatırmısınız).

    Herhangi bir ara istasyonda.( Bu da öyle bu cümleyi nasıl anlıyacağız. Lütfen başkası olma sevdasından vaz geçiniz) 'DİYORSUNUZ..

    şevkat değil, şefkat demişim:)
    ayrıca bir ikindi zamanı başlamıştı aşk..hayatıma aşkla beraber şefkat de girmişti..bence aşkın çoğu şefkattir.bunu kastetmiştim..ya da bir şefkat akşamı da olabilirdi..şiir dili düz yazıdan farklıdır bilirsiniz dostum..

    ARA İSTASYONLARA GELİNCE;

    ben bir demiryolcu çocuğuyum..hani büyük kentlerin arasında trenlerin pek durmadığı ve 3-4 sarı ve yalnız lojmanlardan oluşan istasyonlar...araştırın ya da bir demiryolcudan sorun öğreneceksiniz..ne anılar var o çocukların yüreğinde..
    ki, trenlerden önce varır düşleri Haydarpaşa'ya...


    ve size tavsiyem herhangi bir ara istasyona birgün misafir olun..anlayacaksınız beni..ve bundan sonra eminim ki o istasyon çocuklarını daha iyi hissedeceksiniz..

    teşekkür ederim bana zaman ayırdığınız için
    saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Bilgiç
    Mehmet Bilgiç

    Zamanı değerli kılan emekleri duyguları bir bütün olarak toplayıp satırlarda en güzelini buluşturmuş ise şair kelimeler yetmez belkide anlatmaya güzelliğini. Yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz
  • Aslı Dikbasan
    Aslı Dikbasan

    çok akıcı duyguyu çok iyi vere bir şiir okudum tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (10)

Nurettin Durman