Ocak ayı kar yağmış dona çekmişti hava… Yollar buz ayaklar tutmaz olmuştu… Evlerin önü boştu, sokağın bir başından bir başına, bir köpek ve birkaç kırıntı toplayan kuştan başka kimseler görünmüyordu.
Hâlbuki köy odalarında ve evlerinde yapılan çekilen pişmaniye, patlatılan mısır ile kestane ve oynanan yüzük oyunları ile sıcak soba eşliğinde sohbetlerin tadına doyulmayan bu aylar bir başka güzeldi…
Eskilerin tabiriyle “Kapı kar içeri dar.” ne güzel ne anlamlı bir sözdü.
Şimdilerde ise şehir hayatının, hayatımıza çilekeşliği eklenince insanların televizyon, telefonla birlikte makineleşmesi, soğuk bir eda ile her gün aynı şeyleri yaşamanın verdiği bıkkınlık… Ruh halimiz bozuyor…
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta