Ocak ayı kar yağmış dona çekmişti hava… Yollar buz ayaklar tutmaz olmuştu… Evlerin önü boştu, sokağın bir başından bir başına, bir köpek ve birkaç kırıntı toplayan kuştan başka kimseler görünmüyordu.
Hâlbuki köy odalarında ve evlerinde yapılan çekilen pişmaniye, patlatılan mısır ile kestane ve oynanan yüzük oyunları ile sıcak soba eşliğinde sohbetlerin tadına doyulmayan bu aylar bir başka güzeldi…
Eskilerin tabiriyle “Kapı kar içeri dar.” ne güzel ne anlamlı bir sözdü.
Şimdilerde ise şehir hayatının, hayatımıza çilekeşliği eklenince insanların televizyon, telefonla birlikte makineleşmesi, soğuk bir eda ile her gün aynı şeyleri yaşamanın verdiği bıkkınlık… Ruh halimiz bozuyor…
Bu ruh atmosferi dağıtabilecek tek şey yine köylerde olduğu gibi pişmaniye çekmesek bile, akraba ve dost ziyareti yapmak, memleket meselelerini hasbıhal edecek, yarenlik edecek insanlarla görüşmektir…
Oyun yok, soba sıcaklığı yok… Tek değişiklik eğer o da olursa ki kadınlara has kabul günleri ve arkadaş toplantılarıdır.
Günümüzde ekmeğin aslanın ağzında değil de midesinde olunca, ekmek ve geçim sıkıntısı, bitmez tükenmez ağrılar sarınca insanın başını, gecenin bir an önce bitmesini ve tez zamanda eve intikali ve yatağın rahatlığını düşünüyor olduk artık.
N.K.09.05.2016
Necip KüçükKayıt Tarihi : 12.5.2016 22:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!