ŞEHİR-I
Bir şehir
bin öykü…
Adı küçük,
hüznü zor.
İçi beyaz bir şehir,
ama
dışarıdan siyah derler!
İçinde renklerin en güzelleri yaşar.
Kürt, Türk, Arap…
lakin bilinir ki;
şehirde tek renk yaşar
Kürt!
Aslolan öyle değil
gelenler bilir,
yaşayanlar.
Güneş doğudan doğar,
sabahları esnaf kepenk açar,
çarşı kendi seyrindedir,
kamu daireleri yine telaşlı.
İnsan sesleri,kuş sesleri,makine gürültüleri
gökyüzüne doğru anlamsız silsileler çizerler…
Yani şehir olağandır.
ŞEHİR-II
‘’Bu şehri özlemek ölümcüldür, gurbette’’
Yaşarken şehirde
usanmaklı olur
her an.
Sanki insan boğuluyor şehirde.
başka şehirlerde yaşama isteği
doğuruyor ergen dönemlerde.
İlk başta büyüleyici oluyor
başka şehirlerde uyumak,
üstelik tek pencereli üç duvarlı odalarında.
başka şehri caddelerinde yürümek,
başka şehrin caddelerinde hoyratça
aşık olmak!
İlk başlarda lokum gibi
pek tat veriyor.
Yaşadıkça haz alıyorsun,
yaşadıkça çıldırıyor gibisin.
yaşadıkça çoğalıyor gibi,
nasıl geçtiğini bilmiyorsun!
sonra düşler el verdikçe yaşamaya
gerçekler renk değiştiriyor
pembeden, siyaha doğru…
sonra alışıyor insan
lokum hayatına.
İnsandır en çaresiz zamanlarda özleyen.
Sonra özlemeye başlıyor şehrini: İN-san
Rüyalarının listesinin en başında yer alıyor:
Akşam baldırı çıplak uyuduğu damlar…
sonra ne ışıklı caddeler kar ediyor,
nede ıslak dudaklarında sevgilinin
avunmak.
Bu şehri özlemek
vallahi zehir zukkumdur gurbette,
ölümcüldür.
İnsan, şehrinde doğar
… yaşar
… ölür
Şehrinde gömülür.
Yani bir meseldir ergen zamanların
sınır tanımayan hazları:
‘’tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkânıdır.’’
ŞEHİR-III
Köylerde ağası,
şehirde zamparası çoktur.
Ağalık eski meslek
pek kimse takmıyor artık.
Onun için diyorlar ya:
şehirde zampara
köyde ağa.
Sonra bu şehirde aşiret vardır.
Yedi başlı ejderha! ! !
Kanlı günün desteği olmak için vardırlar
birbirimizi tanımıyor olmamız,
hiçbir anlam ifade etmez.
sürümüz aynı ya
yeterli sebeptir.
Kana kan,
dişe diş
var.
Bir vekile karşılık
en asgari bir doktor kurtarır!
Kural böyledir:
Öcünün de değeri kanın sahibiyle ölçülür!
Kimi zaman
hayvan davaları var, kanlı biten.
küçükbaşlılar için.
Hemen ardından küçükbaşlı hayvanların kesildiği
barış yemekleri var.
kaybedilen canların ardından.
Ağalar çok öngörülüdür bu şehirde.
küçükbaşının kaybını,
canlarla ödetir.
Çok değerli konukları da oldu mu?
sayısız ''küçükbaş'' hayvanı armağan eder!
Ağa,
bu ‘çelişkiyi’ idrak edemiyor değil
maksat ağalığa leke gelmesin.
Onun için ağa derler.
ŞEHİR-IV
Bu şehrin bir de anneleri vardır.
saçı süpürge,
kaburgası siper.
Aslında şehre yeksandır anne.
Mesela Gölbaşında bir tane.
Başında bin türlü telaşı,
Türlü türlü düşleri vardır.
Yasak varoşlarda bellediği üç çocuğunun anası
saçları beyazlamış,
ama hep kına ile kapatır
mümkünse kimse görmesin acısını!
Viran bir şehir gibi.
ŞEHİR-V
Tarihin gözü var bu şehirde.
Misal;
Gezilecek görülecek yerleri çok idi.
Ortagonal roma tapınağı,
Kızlar sarayı,
Hanefiş mağaraları…
Kavimlerin hakkı var,
zaman geçti
oluverdi bir deyyus Timur
taş üstünde taş
omuz üstünde baş komadı
sonra verildi bir şan
‘‘viran’’
Şimdileri adından pek söz ettirmez şehir,
ara sıra gazetelere çıkar
Ekseri parti zamanları.
Demokratik mantığın güttüğü seçimlerde
şehir kelepir seçmenlerle çalkalanır,
bir de seçilecek partinin
birçok delegesi kadrolanacağı için
ayrı bir koşuşturma yaşanır şehirde.
Zaten iş şehri yönetmek oldu mu?
Curcuptan Karacadağ’a herkes erbap oluverir.
Seçim furyası biter, ama erbaplar ortada yok!
Ah bu şehrimin yazgısı
insan elinin terli avuçlarına sıkışıp kalmış,
ah şu şehrimin bir türlü bitmeyen viraneliği,
daha kaç asır geçecek
viran mahlanı atmak için.
ŞEHİR-VI
Bir şehir var özümde;
beni ancak en derinine gömerek
rahat edecek.
Viranşehir, virane şehir…
Hamza BAĞÇALI
V.ŞEHİR/EYLÜL 2009
Kayıt Tarihi : 26.1.2013 18:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sevgili genç bana uyma sana bir şey olmasını istemem. İnkarcı zihniyetten çok çektik İnfazlar faili meçhuller falan filan Sizi canı gönülden kutluyorum
Kutluyorum kaleminizi...
*ORTAGONAL ROMA TAPINAĞI : ROMA İMPARATORU HADRİANUS'UN NİL NEHRİNDE BOĞULAN SEVGİLİSİNİN ANISINA YAPTIRMIŞ OLDUĞU RİVAYET EDİLEN BİR TAPINAKTIR.BAZALT KESME TAŞLARI İLE 14 AYAK ÜZERİNE İKİ KATLI OLARAK İNŞA EDİLEN TAPINAK, BİZANS DÖNEMİNDE KİLİSEYE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ,TİMURUN ŞEHRİ FETHİ SIRASINDA TAHRİP EDİLİŞTİR...
*KASR-ÜL BENAT (KIZLAR SARAYI) : Kızlar Sarayı`nda (o günlerde kullanılan) özel dinlenme yerleri, ayin odaları, yatak odaları, hamamlar, mutfak bölmeleri ve büyük salonlar bulunmaktadır.Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine 20 km uzaklıkta olup Tektek dağlarının kuzeyine düşmektedir.
*HANEFİŞ MAĞARALARI : Akkese (Hanefiş) Köyü, Viranşehir - Şanlıurfa karayolunun 10.km’sinde Kırlık Köyü’nün (Gavurhori) 6 km. güneyinde yer alır. Akkese Köyünün Güneyinde yer alan yükseltinin güney yamacında yer alan Roma dönemine ait bir kaya mezarının M.S.IV - V.yüzyıllarda Bizans döneminde genişletilerek Kiliseye dönüştürüldüğü tahmin edilmektedir.
*CURCUP :Viranşehir ilçesinde şimdilerde kurumuş bir ırmak. Cumhuriyet öncesi ve sonrasının ilk yıllarında Viranşehir ilçesinde insanların yoğun olarak yerleştiği bölge.(halk ağzında Curcup)
*KARACADAĞ : Adını Karacadağ dağından alan şehir merkezinin en büyük ve en ünlü caddesi. ( şehrin omurga kemiği )
TÜM YORUMLAR (5)