Ölmeden ölüme katlanmanın adı Sarıkamış
Pişmeden şehadete varmanın tadı Sarıkamış
Büyümeden adam olanın cihadı Sarıkamış
Savaşın nakış nakış işlendiği yer Sarıkamış
Kadere inandık, zuhur eden kederden eminiz
Sımsıcak hayalimizi çaldı azgın Karadeniz
Çöllerden aşıp geldik, Erzurum’da attı bet beniz
Kanının yavaş yavaş çekildiği yer Sarıkamış
Üç hilaldi; Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer, Mithat Paşa
Sırtındaki yük ağır, süzülür gider üç gardaşa
Kars, Ardahan, Batum bekler, denizleri kolay aşa
Gözlerin ağır ağır kapandığı yer Sarıkamış
Üstümüzde yazlık elbise, altımızda sandalet
Yürüdük Anadolu’ya üzülmesin artık devlet
Allahüekber Dağı uyanık, gitsin bizden gaflet
Soğuğun ilmek ilmek dolandığı yer Sarıkamış
Doksan üç harbinin yarası sarılmamışken henüz
Doğu Anadolu, Kafkasya kalmasın gayrı öksüz
Yer donmakta, gökyüzü ölüm yağmakta gece gündüz
Tarihin kalem kalem yazıldığı yer Sarıkamış
Nice badireler atlattık üç beş basit sıyrıkla
Bu dağlar aşılmaz incecik palto, yırtık çarıkla
Uykuyu geceye sattım kolumdaki ısırıkla
Ölümün usul usul yanaştığı yer Sarıkamış
Hedefe varmadan kışın tutsağı eyledi felek
Rüzgârla yerden kesip tipiyle diz çöktürdü felek
Düşmana kurşun atamadan karlara çaktı felek
Azrail’in koşa koşa geldiği yer Sarıkamış
Bardız’da öyle bir manzara ki kâinat duacı
Kaderin bir cilvesi kardelendi Şerife Bacı
Elbisemle gömülürken taktılar şehitlik tacı
Meleklerin akın akın indiği yer Sarıkamış
Mektup yazmak için sığındım karların kuytusuna
Efkârlandım, özledim anamın cennet kokusuna
Ürperdim, ormanın kana doymayan uğultusuna
Askerin canlı canlı yenildiği yer Sarıkamış
Soğuk mu düşman, düşman mı soğuk, Rus’u saymam bile
Allah’ım bize güç ver, nedir çektiğim bu çile
Nizam-ı Âlem aşkına sende vurma bize sille
Şefkatin dirhem dirhem azaldığı yer Sarıkamış
Rüzgâr esti geçti, ağaç üzerinden attı beni
Düşmana inat yağan kar kefen oldu sardı beni
Muhammed’in kervanına yolcu edip kattı beni
Düğüne katar katar gidildiği yer Sarıkamış
İhtirasla sevgi arasında ince bir çizgidir
Yaşayıpta görmeyenin yaptığı haksız yergidir
Subayın cebinden çıkarıp yediği yeygidir
Tayının gide gide azaldığı yer Sarıkamış
Çakala, kurda yâr olacaksam yara yâr olurum
Kendi cenaze namazımı kılar, kendim okurum
Geriye bakarsam şayet karalar bağlasın nurum
Ruhların deste deste toplandığı yer Sarıkamış
Topun namlusunda onbeşlik, onsekizlik mermiydi
Ayın şavkında büyüyüp giden Vanlı yüz yirmiydi
Bilinmeze yol alırken ölüm çoktan samimiydi
Çocukların gürül gürül aktığı yer Sarıkamış
Teri soğuyup buzdan heykele dönene ağladım
Rus’u süngüleyip botlarını çalana acıdım
Isınmak için birbirine sarılana yalvardım
Şehitlerin bölük bölük yattığı yer Sarıkamış
Ne yazsam ne söylesem de ölüm savaşın künyesi
Doksan bin yiğidin vatanı kurtarmaktı gayesi
Dilden dile anlatılacak destansı hikâyesi
Türk’ün dalga dalda bayraklaştığı yer Sarıkamış
Kayıt Tarihi : 30.12.2024 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!