(I)
keşfe indiğinde melekler
yarıp göğün göğsünü
'Davut soyu''ndan gelenlerin
başlamamıştı çileli öyküsü
“ Dünya Kadınlar Günü “ kutlanmalı mı, yas mı ilan edilmeli?
Aşağıda göreceğiniz rakamlardan sonra, “ dünyada kadın “ konusunun kutlanası değil; dikkat çekilmesi, anımsatılması ve savaşım gerektiren bir durum olduğunu bir kez daha göreceksiniz.
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre:
ne büyük hataydı
ardında bir tabut kalabalığı bırakarak
terli kısrakların soluğuyla sislenen vadilere
kaçmasına göz yummak
meftaların
yoklama yapılmadan
SEHER DUMAN:
İnsanın yarattığı en güzel çığlık olan şiire dair çıkarmış olduğun kitabından dolayı seni kutluyorum. Hayırlı olsun diyorum. Bunu bir kadın olarak gerçekleştirdiğin için ayrıca gurur duyuyorum. 14 yaşındaki kız çocuklarının başından eşarbı kaydığı için ağabeyi ve arkadaşları tarafından hunharca öldürüldüğü barbarlıklarla iç içe yaşadığımız dünyada, bir kadının şiir kitabı çıkarması önemli bir olaydır. Aslında ilk soru bu değildi ama spontane bir değişiklik yapalım ve sana bunu sorayım: Kadın ve şiir nasıl bir ikilidir?
NURDAN ÜNSAL:
Önce sana teşekkür ederim Sehercim, bana kendimi anlatmaya başlamak istediğim yerden soru sorduğun için. Şiirin kadına daha bir yaraştığını düşünmüşümdür hep. Yazın geçmişimize bakıldığında hep erkek şairlerin ön planda olduğunu ve genellikle kadına güzellemeler yazıldığını, fiziksel özelliklerinin ön plana çıkarıldığını, kadına dair aşk şiirlerinin yazıldığını, bir obje olarak kullanıldığını görürüz. Oysa kadının da duyguları, duygulanımları vardır. Bunun yanında kadının yüz yıllarca engellendiğini, bırakın şiir yazmayı okumaktan yazmaktan bile men edildiğini biliyoruz. Örneğin bundan 120 yıl önce yaşamış Amerikalı kadın şair Emily Dickinson bile yazdığı şiirleri pirinç çuvalının, mutfakta tencere tavanın, erzakların içine saklar gizli gizli yazarmış. Osmanlı sarayında Mihri Hatun erkek mahlasıyla ancak şiirlerini ortaya çıkarabilmiş.
(...) Sustu... Sustukça gözden uzaklaştığını, ufalıp, ufalandığını düşünüyordu. (...) (BİR NÖROTİĞİN ANILARI'ndan)
(...) "Bir süre sonra, o yokken bile korkudan dizlerim titremeye başlamıştı. Düzgün bir hayat kurmak için sanırım geç kalmıştım. Çok kirliydim. Nereye gidersem gideyim, bu kir, asfaltın kötü kokular saçan kızgın parıltısı gibi üzerime sinmişti. Hiç çıkar yol yoktu. Hayatımı kendi ellerimle mahvetmiştim. Ne kadar zavallı, aptal ve aşağılıktım. Hayata kötü bir yerden başlamıştım ve tıpkı domino taşları gibi kötülükler birbirini izliyordu. Hiçbir şey iyiye gitmeyecek, hayat beni affetmeyecekti. Artık istesem de iyi bir şey yapamazdım. Her yeni gün beni kirli bir karanlığa, çöküşe uyandırıyordu. Halsiz ve umarsızdım. Bebeğimle bile güçlükle ilgileniyordum. Her an, her yaptığımın hata olduğunu düşünmek, beni hiçbir şey yapmamaya itiyordu. Artık sürekli hata yapmanın ne anlamı vardı? En iyisi hiçbir şey yapmamaktı! Kollarımı kımıldatmak, gözlerimi aralamak istemiyordum." (...) BİR NÖROTİĞİN ANILARI isimli çalışmamdan.
Bodler, aşkın fuhuş olduğunu söyler. Kim bilir, belki de doğrudur! Bir takım erdemli beklenti ve kandırmacayla kendimiz için özenle süsleyip, hazırladığımız bir oyuncak olabilir AŞK! Ama kim ne derse desin, onla oynamanın hazzı inkar edilemez. Kaybettiğimizde, elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi huysuzlanmamız belki de bundandır.
Hayatımın tek aşkı için gösterişli bir şiir yazmak istiyorum. Dizeler gelmeye başladı bile.
(Günlüğümden...)
Dünyaya uzaktan bakıyorum... Yakın olduğum yerinse kapısına dayandım. Kabullendim. Nicedir boynum kıldan ipince.. Muazzam sükunet, sabır, tefekkür ve telaffuz etmeyi arzulamadığım bir cümle fiil. Akabinde, o ışıklı yolda yürümenin boyumdan büyük saadeti. İnkara imkan yok maziyi, lüzum da yok zira. Pişmanlığın perişanlığı öfkelendirir insanı. Nihayet... Nihayet... Nihayet, Rabbül alemin. Erhamerrahimiyn.
Mükemmel arkadaşı aramak yanılttı bizi. Çünkü, bu cümle; "kime göre, neye göre" diye devam eder. Dolayısıyla, bundan sonraki umudumuz; ben ile kendini iyi hisseden ve "ne kadannnn" şanslı olduğunu düşünen arkadaşlara sahip olma yönünde olacaktır. Velhasıl.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!