Şehadet Öyküsü Şiiri - Göktuğ Ziya Özyürek

Göktuğ Ziya Özyürek
15

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Şehadet Öyküsü

Operasyon emri gelmiş üsteki timlere,
Bir asker atılmış "hangilerine, kimlere"
Komutan çıkıp "Siz metelere" demiş,
Her biri dalmış, gazinodaki ritimlere.

Mehmet kalkmış, timiyle koşmuş,
Koştuğu depo o zaman da boşmuş,
Hemen arayıp ailesine veda edince,
En az Üzüldüğü kadar da coşmuş.

Atlamış sikorsky isimli helikoptere,
Birlikte başlamışlar yolculuğa er ere,
Gökyüzü sabaha karşı bakış atarken
Cudi, Gabar, İki yakalar mesken nere?

Memleketin içinde, dışında artık nereyse,
İnince sikorskyden, başlamış bir çise,
Gözü dağda gönlü aşkında Mehmet'in,
Bir lahza durmaksızın yürüyor yılmaz cüsse

Keskin kayalar arasında yürüyormuş
Üstündeki elli kilo yük epey yormuş
Yanındaki badisi omzuna girecekken
Anlık bir yanma onun karnına vurmuş.

Kulaklardan beyne kanas sesi dalmış,
O an oturduğu yerde durup kalmış,
Devresi dahil tüm tim kayalara uçarken
Bir dal parçası kırarak eline almış,

Sonra roketler patlamış yanında,
Kulakları çınlamış hemen anında,
Kanlı bir öksürük gelmiş ağzından,
Ciğer parçalarını görmüş kanında.

Devresi hızla mevzisinden çıkarken Mehmet'in,
Bir yanma daha!.. Çatışma sanılandan da çetin.
Ne televizyon gösteriyor bunu ne de kitaplar,
Mevziye çekiyor devren, parçalanırken etin.

Gözleri kararıyor, nurlu gözleri bulanıyor,
Sözler şakınmıyor artık, tek tek aranıyor,
Vatan, yanındaki adam düşüne inerken,
Boğazı kuruyor, hızla, gözler kapanıyor.

"Ailem, çocuklarım... Künyem, oğlumun..."
Diyerek Mehmet, nefes alıyor uzun uzun,
Mehmet, annesini düşünüyor son defa, ekliyor:
"Üzülme anam üzülme, Cennet'e gidiyor kuzun."

O esnada kan bir göğüsten bir karından, artıyor,
Devresi dost kanıyla bulanan kamuflajı yırtıyor,
"Komtanım, çok kanaması var!" Derken devresi,
Yara görmesin diye Mehmet'in başını geri itiyor.

Solan gözler, devresinin gözyaşına bakıyor,
Kapanan kulaklar, kan duyuyor, kan akıyor.
Karşıdan gelen her mermide her roketteyse
Timdekilerin yüreğine kinden damga çakıyor.

İşte geliyor uzaktan, bir tim ve bir helikopter,
Tahliye olurken Mehmet, dökülüyor kan ve ter.
Ulaştığında hastaneye, doktor "çok geç" derken
Askerlerin ağıtlarıyla sallanıyor gök ve yer.

Cerrahî müdahaleler etki etmez oldu artık,
Ciğerler durmuş, vücuttan kopmuş kasık.
Dağları bırakıp Cennet'i mesken edindi o,
Yine de herkesin gönlü kırık, yüzleri asık.

Bir subay, en temiz formasıyla arabaya biniyor,
Yanında emir eri, arkada ambulans, evde iniyor.
O ev hangi ev? Kimin evine böyle şık gidile?..
Şehidin ailesi o evde "Kuzum yaşıyor" sanıyor.

Mahalle yolundakiler sağa-sola kaçıyor,
Haberi alan binadaki adam, kapı açıyor,
Askerler gözleri dolu şekilde yukarı çıkarken
Şehidin anası sesle beraber kapıya uçuyor.

Niyahet karşılaşıyor gözü dolu asker ve aile,
Yine, asker kara haberi duyuruyor üzüntü ile.
Naralar, ağıtlar değil binayı, tüm ülkeyi sarıyor,
Her şehidin ardındaki gibi düşüyor aileye çile.

"vatan sana canım feda" diyorken talimde dışın,
"Vatanım sensin be aşkım" diyerek geçti kışın.
Fakat gör ki şehidim, aşkının gözü yaş içinde,
İlaçların bile etki etmediği bir telaş içinde.

Bak şehidim! Gördün mü? Sen de ünlü oldun.
45 saniye tüm Türkiye'de gönüllere doldun.
Şu yiğitliğinle, cüssenle birlikte sen, koca yiğit!
Cennet'e giden etten ve kemikten bir yoldun.

Yüzün nurlu senin şehidim, kokun amber,
Hürsün yiğidim, yapamazlar seni kamber,
İstiklal şairi Mehmet Akif diyor ya şehidim,
"Sana âguşunu açmış, duruyor peygamber."

Göktuğ Ziya Özyürek
Kayıt Tarihi : 13.12.2022 22:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!