Hayvanlarla çöpler karışmış Eminönü’nde,
Balıklar oltalarına takılmış insanların,
Terleyen atletler, yapışmış omuza,
Sorular içinde yuvarlanıp dururken,
Cevaplar bizden kaçıyordu uzaklara,
Arada sırada kıyıya çarpan su,
Allah’ın asi kullarına meydan okuyordu.
Derme çatma örtük insanlar,
Edepsizlerin omuzlarında eziliyordu.
Evet bir serancam dinledik, kalabalık şehirde,
Gerçekten de tüyler ürperticiydi.
Bir baba anlatıyordu derdini:
“Yavrum! Daha dün cıvıl cıvıldın,
Ne oldu sana, uykusuz mu kaldın?
Rüyalar alemine pek mi daldın?
Senin neşe dolu cıvıltıların,
Çöplerin altında boğulmakta.”
Çöpler kara dağlar gibi yükselmiş,
Sokak, cadde ve mahalle ortalarında.
Lağım fareleri cirit atar
Çöp yığınları arsında…
İnsanalar nefes alamaz olmuş pis kokudan,
Çocuklar oyunları brakmış korkudan…
Aziz İstanbul’umda,
Dereler kabuğuna çekilmiş,
Çeşmeler ağıtlar yakmış,
Sular yüreklere akmaz olmuş…
Göklere yağmur bulutları atılmış,
Yağmur yine de yağmamış.
Çamaşırlar odaları basmış,
Banyolara girilmez olmuş.
Ah İstanbul’um sen böyle miydin?
Seni bu sefil duruma düşürenler,
Halkın içinde nasıl gezerler?
Sonra da seni seviyoruz diye,
Her yerde hava atarlar…
Ağustos 1992
İstanbul
Kayıt Tarihi : 10.12.2009 16:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!