Gönlümüz kara, yüzümüz kara,
Duygumuz kara, ruhumuz kara,
Şefaat et ya resulallah bu kullara.
İnsanlar canavarlaştı, birbirini yiyorlar,
İslam’a durmadan hücum ediyorlar.
Sevgiler yok oldu, rahmet dağıldı,
Müslümanlar, gayya kuyusunda boğuldu.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
İNŞALLAH HOCAM AMİN ALLAH ŞEFAATİNDEN MAHRUM ETMESİN YÜREĞİNİZE SAĞLIK
inş şefaatine nail olanlardan oluruz..duyarlılığınızı kutlarım tam puanımla selam ve dualrımı sunuyorum.
Şefaat ya Resulallah!
Gönlümüz kara, yüzümüz kara,
Duygumuz kara, ruhumuz kara,
Şefaat et ya resulallah bu kullara.
İnsanlar canavarlaştı, birbirini yiyorlar,
İslam’a durmadan hücum ediyorlar.
Sevgiler yok oldu, rahmet dağıldı,
Müslümanlar, gayya kuyusunda boğuldu.
“Kendin için istemediğini,
Başkası için de isteme” ilkesini,
“Ya hayır söyle, ya sus” ülküsünü,
Rehber yapamadık kendimize,
Bize acı, şefaat et ya resulallah!
Senin hayatın; asrı saadetti,
Kurt kuzuyla gezerdi, güzel bir adetti.
Şimdi adeti kaybettik,
Dengeyi kaçırdık,
Sefilleri oynuyoruz, güzelliği terk ettik.
Ailelerimizde huzur kalmadı,
Gülmeyi unuttuk, hürmeti berk ettik.
Çocuklarımız saygısız,
Ticaretimiz bozuk, insanımız kaygısız.
Herkeste bir menfaat var,
Ayak oyunları, aldatmaca dünya kadar.
Gülüşler sahte, eylemler sahte,
Evraklar sahte, işlemler sahte...
Yapay bir dünyada yaşıyoruz,
Aslını yok ettik,
Gidiyoruz bir aleme,
Din faslını yok ettik.
Dini kötü gösteriyorlar,
Tehlikeli diyorlar,
Terörle eş görüyorlar.
Şuursuzluğumuzu affet,
Bize şefaat et ya resulallah!
KUCAK DOLUSU TEBRİKLER YÜREĞİNİZE
Ya Muhammed Ya Resûl
KUR'AN'DA SAYISIZ DEFA AKLETMEK VE DÜŞÜNMEK KAVRAMLARI GEÇER. YANİ AKLEDEMEYEN VE DÜŞÜNEMEYENLERE GÖNDERİLMEMİŞTİR.
İslam’ın ne sağı ne de solu var
Ümmetinse türlü türlü yolu var
Allah’tan çok çirkef para kulu var
Maddeye zebunuz paraya da kul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Nerede yemeyip de yedirenler
Muhaciri canı gibi bilenler
Fakir doyurunca yüzü gülenler
Terkedilmiş fakir öksüz ve de dul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Şefaatin için yoktur yüzümüz
Sönmüş ve küllenmiş iman közümüz
Kul hakkına şaşı bakar gözümüz
Kul hakkı yiyenler Allah’ından bul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Haçlı itlerini bize güldürdük
Kahve köşesinde vakit öldürdük
Evlerimizi hep odun doldurduk
Yetmez miydi bize bir lokma bir çul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Kimi ırkçılıktan umuyor medet
Yer altına inen dehlizde devlet
Kıyamet yakın mı ne kadar müddet
Kopması bugünden daha da makbûl
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Allah yoktur diyor binbir ilahlı
İrtica savıyor beli silahlı
Köküne bak hepsi İsmail Şah’lı
Bunlara hoşgörü olur mu makûl
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali
Göbek havasıyla rakı şeftali
Kıvırıp durmaktır rezilin hali
İzanları kıttır kafadan malûl
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Toplum geçiriyor kesif bir cinnet
Gündeminde yoktur cehennem cennet
Galubela’daydı verdiği senet
Unutuldu senet ve senet de pul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Faiz de ne imiş denilir şimdi
Bilmiyor geçmişi atası kimdi
Gusül yoktur en son geçen yıl çimdi
Çiviler çıktı hep kalmadı şâkul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Katakûlli oldu milletin işi
Ak saçlısı genci erkek ve dişi
Haramı helali bilen kaç kişi
Bulabilirsen mumla ara da bul
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Kaç kişi yürüyor Allah yolunda
Yaprak kalmamıştır en uç dalında
İşkence mevcuttur karakolunda
Müslüman ediyor Müslümana zûl
Şefaat et ya Muhammed ya Resûl
Avrupalılaşmak pis illetidir
Haktan uzak olmak tüm zilletidir
Son atımlık barut Türk milletidir
Yer gök hakimi sen bize yardım et
Bağışla ya Rabbi bağışla affet
Fikret Oğuztürk
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta